GENÇ ARKADAŞ; SANA GÜZEL AHLÂK YAKIŞIR


  • Kayıt: 20.07.2022 21:41:33 Güncelleme: 21.07.2022 09:23:52

GENÇ ARKADAŞ; SANA GÜZEL AHLÂK YAKIŞIR

Hüseyin K. Ece

Genç arkadaş, kim olursan ol, kız erkek, burada doğmuş ol veya babanın memleketinden gelmiş ol; hiç farketmez. Âdemoğlusun değil mi, insansın değil mi, kulsun değil mi?

Öyleyse sana güzel ahlâk yakışır... Sana güzel davranışlar daha çok yakışır... Sana sağlam bir karakter, olgun bir kişilik, güzel ve faydalı eylemler yakışır...

Genç arkadaş, her insan her zaman hareket eder, işler yapar, faaliyette bulunur, ta hasta olup yatağa düşene kadar... Ta ölüp mezara girene kadar... Ama herkesin her zaman yaptığı işler doğru mu, faydalı mı, güzel mi, sevaplı mı? Yoksa çirkin mi, zararlı mı, yanlış mı, günah mı?

Yapılanlara, eylemlere, faaliyetlere, sözlere, konuşmalara bir de bu açıdan bakmak gerekir. Yaptıklarımızın sonucu nereye varıyor? Elde edilen ne? Kâr mı zarar mı? İyilik mi kötülük mü? Mutluluk mu bedbahtlık mı?

Gençler, ahlâk hulk’un, yani yaratılış kelimesinin çoğuludur. İnsanda bulunan “seciye, tabiat, huy”lardır. Ahlâk; genellikle iyi ve kötü huyları, faziletleri veya kişiye yakışmayan yanlış ve çirkin davranışları ifade eder.

Buna göre her insanın fıtrat dediğimiz bünyesine yerleştirilmiş karakter, huy ve yetenekler vardır. Kişi çocukluktan itibaren bunları kullanır. Ailede, eğitim kurumlarında, toplumda aldıklarıyla bunları geliştirir. Ya da kendisi serbest iradesiyle bazı davranışları, eylemleri, işleri kendisi seçer ve yapar. Sık sık yaparsa o şeyler onun ahlâkı, onun karakteri olur.

İslâm, müslümanlara güzel ahlakı emrediyor, onların iyi insan olmasını istiyor. Zira ahlȃkı güzel olan insan hem şereflidir/değerlidir, hem sevimlidir.

Genç kardeş, Kur’an senin, hatta bütün insanların doğuştan şerefli ve değerli yaratıldığını söylüyor. (İsrâ 17/70)

Her insanın güzel ahlâkla, iyi davranışlarla, sağlam bir karakterle, efendi ve iyi bir insan olarak bu değeri koruması gerekir...

Unutmayalım ki, herkes kendi aslında saklı olan bu değerli olmayı koruyup korumadığı onun davranışlarına, ahlȃkına ve insanlara karşı duruşuna bağlıdır.

Muhammed (sav) görevini şöyle tanımladı: “Ben, ahlâkın güzelliklerini tamamlamak için (elçi olarak) gönderildim.” (Muvatta, Husnü’l-Hulk/8)

En iyi insan veya müslüman kimdir sorusuna Peygamberin cevabı: "Müslümanlar arasında imanı en güçlü olanı, ahlâkça en güzel olanıdır..." (Tirmizî, Ra’d/11 no: 1162. Ebû Dâvûd, Sünnet/16 no: 4682)

Gençler, biliyorsunuz İslâma inanan kimseye mü’min denir. Mü’min kelimesinin iki anlamı vardır: Birincisi; İslâmda inanılması gereken esasların doğruluğundan emîn olan, ikincisi; dininden aldığı anlayışla kendisi ‘emin-güvenilir’, yani güzel ahlâklı olan...

Peygamber (sav) iyi insanı şöyle tanımlıyor: “Elinden ve dilinden diğer insanların güvende olduğu kimsedir.” (Buhârî, İman/4)

“Mü’min, başkasıyla hoş geçinen ve kendisiyle hoş geçinilen kişidir. İnsanlarla güzel geçinmeyen ve kendisiyle güzel geçinilmeyen kimsede hayır yoktur.” (Ahmed b. Hanbel, 2/400, 5/225)

Güzel ahlâk sahibi olmak, kişiye çok şey kazandırır. Her şeyden önce iyi bir insan olur. Seveni çok, düşmanı az olur. Sevilir de, saygı da duyulur. Örnek alınır, dediklerine kulak verilir.

Kur’an, Allah’ın hayırlı iş yapanlar (sâlih amel işleyenler) için gönüllerde bir sevgi yaratacağını söylüyor. (Meryem 19/96)

Bunu siz saygı, sempati, hayranlık, beğenme, güven duygusu, örneklik diye de anlayabilirsiniz.

Kur’an’ın “sâlih amel“ dediği davranışlara güzel ahlȃk da dahildir.

Güzel ahlâklı insan başkalarına güzel davrandığı için, onlar da ona karşı güzel davranır.

Güzel ahlȃk kişiye şeref ve itibar, kalite ve değer kazandırır. Müslümanın kerȃmeti de (değerli oluşu da) budur.

Güzel ahlâk, yani iyi davranışlar hem insanlığın gereğidir, hem de insanlarla iyi geçinmenin yoludur.

Sonuçta genç arkadaş; -kim olursan ol- sana güzel ahlâk yakışır.