Hollanda’da genel ve bireysel kültür, bana dokunmasın, benim evime girmesin ve benim sokağımdan geçmesinde, başka mekanlarda neler olur beni ilgilendirmez kültürü ve egoist yaşam biçimi.
Yaşanan mülteci konaklama krizi
Hollanda tarihler boyunca gerçekten politik, inanç, etnik köken ve uğradığı insanlık dışı muameleden dolayı, milletler arası insan haklarının çiğnendiği ülkelerden gelen insanlara kapısını sonuna kadar açan ve açık tutan ( Gastvrij ) bir misafir perver ülke olarak bilinir.
Her ne kadar Mülteci Başvuru Konaklama Merkezi (Aanmeldcentrum Asiel ) Ter Apel şehrinde yaşanan sorunlar, yığılma ve mültecilerin dışarıda konaklamak zorunda kalmaları Mülteci sorununu yeniden gündeme taşıdı.
Hollanda Mültecilerine Yardım Vakfı “Vluchtelingenwerk Nederland “ yaşanan mülteci krizi ile uygulamalarda Hollanda hükümetini mahkemeye vereceğini belirtmişti. Hollanda hükümeti ve belediyeleri Hollanda İnsan Hakları Enstitüsü tarafından eleştirilmişti.
Çocukların gözlerindeki bakışlar bizim çocuklara benziyordu
Hollanda’nın Ukraynalı mültecilere gösterdikleri ilgi ve sundukları imkanları Afrika’dan, Doğu’dan ve Uzak Doğu’dan yani Şark’tan gelen mültecilere göstermiyor. Birisi gerçek evlat, diğeri ise üvey evlat muamelesi görmekte. Tanınmış bir Hollandalının itiraf ettiği gibi, “ Ama ,Ukraynalı çocukların gözleri ve bakışları bizim çocuklara benziyorlardı
Niyet, gerekli tedbirler için yeterli değil
Hollanda kabinesinin sorunun çözümündeki niyetleri ve alınmasını istediği tedbirler ve 20 bine yakın, çeşitli şehirlerde yeni Mülteci Konaklama Merkezlerinin oluşturulmasını istiyordu.
Belediyeler kendi politik seçmenin baskısı altında!
Son yıllarda şehirlerde güçlenen yerel politik partiler ve yönetimler, Hollanda’yı yöneten Lahey'deki politik partiler ile var olan uçurumlar daha da derinleşti. Kararı alacak ve Mülteci Konaklama Merkezlerini (Asielzoekerscentra / AZC ) izin verecek ( bestemmingplan Art. 19 ) belediye yönetimleri o sorumluluğun altına girmek istemiyor.
Bencil şehir kültürü, sanki Hollanda’nın genel sorunu değilmiş gibi, var olan konaklama ve yatak gereksinimi sorununa görüşmeler yoluyla, henüz bir çözüm üretilmiş değil.
Hollanda’da İlticadan sorumlu devlet bakanı, İmar ve İskândan sorumlu bakanlar ( atssecretaris Eric van der Burg (Asiel) en minister Hugo de Jonge (Volkshuisvesting). Hollanda Temsilciler Meclisi’ne gönderdikleri bildirgede , gerekirse Hollanda hükümeti belediyeleri yeni ikamet merkezleri için zorlaya bileceklerini, gerekirse planları olan ve kendilerinin binaları mülteciler Kabul Merkezleri ( COA ) adına satın alarak imar ve iskân planlarını belediyelerin yerine Merkezi hükümetin değiştire bileceklerini belirtmişlerdir.
Bu aynı zamanda belediyelerin yerine merkezi sorunlarda Merkezi hükümetin karar almada gelecek yıllarda daha aktif bir görev alacağı anlamına gelir. Bu planlar Korona pandemisi ve gelecekte iklim ve Su'yla bağlantılı ülkesel tedbirler olacaktır.
Bu yerel yönetimlerin, pozisyonunu daha zayıflatarak var olan yerel yönetimlere güven ve güvenin yenilenmesini daha da zorlaştıracaktır.
Belediyeler ve yönetimleri var olan sorunların çözümünde, vatandaş belediyelerden çok hükümetlerin çözüm bulacağını ve merhem olacağına inanması ve o şekilde davranması şehir yönetimlerinin inandırıcı gücünü kaybederek seçimlerde vatandaşın oy kullanmada çok da önemli bulmadığı yerel halk hizmet merkezleri anlamına gelir.
