Tüm Umutların Tükendiği Gurbet Hollanda


  • Kayıt: 26.09.2022 12:40:18 Güncelleme: 26.09.2022 12:40:57

Tüm Umutların Tükendiği Gurbet Hollanda

Nejat Sucu

Birden uykusunun en derin halinde sabah Ezanı duyar gibi oldu. Uyandığında Almelo’da eski ikamet ettiği adreste ve bugün artık sadece geride kalan çocuklarını, ayda bir görmekten başka bir bağlantısı olmayan bir hayal şehirdi artıt Almelo.

Evet hatırladı Almelo’da yakında bir beyaz camii olacaktı. Bayram’dan bayrama namaza gittiği Almelo Yunusu Emre Camii. Ezan sesi oradan geliyordu. Demek ki Sabah vakti içinde izin alınmış, yok izin vermeleri zordu Ezan sesi caminin içinden okunan Ezandan geliyordu.

Ne umutlarla Adana’dan,Hollanda’ya damat olarak gelmişti. Ticaret yapacak, zengin olacak fakir anne ve babasına katkı da bulunacaktı. Her Almancı gibi Hollanda'dan Mercedes 500 SEL ile izine gidecek ve bütün komşularını imrendirecekti.

Hasan'ın oğlu Mehmet'i gördünüz mü ? Ne kadar parayla gelmiş, kat ve yat da almış fısıltısını duyar gibi olmuştu. Orda Bilgisayar işi yapıyormuş. Çok çok para kazanıyormuş.

Ya gerçekte öylemi olmuştu ?

Umduğunu, özlemlerini ve heyecanlarını bulamayacaktı Almelo ve Almelo’daki yaşamında. Ilk yıllar mutsuz, issiz ve ay sonunu getiremeyen bir Mehmet vardı. Dil yok. para yok ve samimiyetli bir aile ortamı da yoktu. Hep misafir kalacaktı bu ülkede.

Sanki Almelo İş güveliğine girmiş ve önüne gelen ne yapması ve nasıl yaşaması gerektiğini tavsiye ediyordu. Kendi güveninden ve kişiliğinden bir tek parça bile kalmamıştı.

Mutsuz ve huzursuzdu. Belki iyi olur yeniden heyecan ve mutlulukları olur mu diye ikide Nur topu gibi evlatları olmuştu.

Daha sonra çaresizlik ve umutsuzluğun verdiği ruhsal bunalım ve aile içinde şitdet. O ara iyi olacağını zannettiği Almanya’da bir pazarda boş bir hanımla tanışmış var olan umutlarını Almanya'nın Köln şehrinde o hanımla devam etmeye karar kılmıştı.

Daha sonra var olan sorunlarında birlikte yanında getireceğini de bilemezdi ki. Yağmurdan kaçarken doluya tutulmuş ve yine mutsuz, zavallı, fakir ve hüzünlü ikinci klas pansiyonlarda yeni bir yaşam başlamıştı Almanya.

Artık zorlamıyordu yaşamı, Zorlayacak gücü ve kuvveti de kalmamıştı. Biran düşündü sorun, sebep ve suç hep başkalarında aramıştı. Yok yok artık kesindi var olan birden çok olumsuz faktörün kendinde birleştiği anla kişilik zayıflığı ve dayanma gücü ile ilgiliydi. Artık kendisini değerlendirecek bir seveni de yoktu bu yalnız ve hüzünlü gurbet ellerinde,

Asgari ücretle Türk sebze halında çalışıyor ve giderlerini arta kalan parasını da çocuklarının eksiklerine ve ziyaretine ayırıyordu. Otel parası verecek gücü bile yoktu. Birden Ezan sesi duymaz oldu.

Sabah vaktinde yeniden düşündü. Ne umduk ne bulduk. Nereden nereye diyerek derin bir sabah uykusuna daldı.

Saygılarımla.