Ekmek Taştan Çıkar mı ?


  • Kayıt: 01.10.2022 09:37:29 Güncelleme: 01.10.2022 09:37:29

Ekmek Taştan Çıkar mı ?

Nejat SUCU

Evet Ekmek hem topraktan hem de topraktan çıkar 

Hollanda’nın Gelderland Eyaleti’nin, Overijssel Eyaleti’nin Deventer şehrine 7 kilometre uzaklıkta olan, Wilp Doğu Veluwe Bölgesin ’de bir köy. Köyün hepsi bir sokak ve bu sokak 2 veya 3 kilometre’ den oluşan tipik bir Hollanda köyü. Her köyde olduğu gibi, bu köyde’ de uzakta Orta çağ Kilise kulelerini görmeniz mümkün.

Bir görüşme olduğu zaman genelde orada önce bulunur ve orada var olan olanakları değerlendirmek görmek ve gezmek isterim. İlk önce, köy çiftlik evinin önüne konan bir kiloluk cevizimize karşılığı olan 150 cent’i tabağın içine bırakıp cevizimizi alıyoruz. Hoş ve insanın insana güvenini sağlayan hoş bir gelenek.

Köy olduğundan da sakin ve barışçıl. Köy meydanına arabalarını park eden yaya ve bisikletleriyle çevredeki Veluwe Vadisi ‘ni (Veluwse vallei ) gezen emekli insanlar gözüküyor. Köy meydanında demir dökümden yapılmış köy çeşmesi gayet iyi bir biçimde korunmuş. Az ilerisinde Protestan kilisesi ve Kilise’nin karşısında daha önce kahve olduğu belli olan bir diğer bina. Köyün diğer tarafına yürüdüğüm zaman Kulesi'nin üzerinde Horoz işareti olan kiliseyi görüyor ve bu kilisenin Katolik Kilisesi olduğunu anlıyorum. Son aylarda çektiğim resimlerde; doğa güzellikleri yanında güzel tarihi binaları da çekiyorum ve kiliselerde her yerleşim merkezlerinde tarihi değeri olan koruma altına alınmış binalar arasında. Birçoğu azalan üyelerine rağmen, tarihi gerçeğe direnircesine ayakta kalmaya çalışıyor.

Yol üzerinde köyün yel değirmeninin resmini çekiyorum. Katolik Kiliseye yaklaştığım zaman iki göçmeninin Kilise’nin bahçesinde yüzyıllık bir ağacın altını süpürdüklerini görüyorum. Her zaman olduğu gibi selam veriyor ve de bu iki vatandaşın Türk göçmen işçisi olduklarını anlıyorum. Aramızda kısa bir konuşma geçiyor, Ne yaptıklarını sorduğumda adının sonradan öğrendiğim Kayın ağacının (Beuk ) altındaki tohumları süpürüp, eleyip ve tohum ticaretini yapan tüccara sattıklarını söylüyorlar ve geçen yıllara göre tohum fiyatlarının düştüğünü, Rusya’dan ve Polonyadan’da Kayın tohumu geldiğini belirtiyorlar.

Her an, sırayla dizilmiş Kayın ağaçlarının altında yürüsem, Halk şairimiz Nazım Hikmet Ran gelir aklıma:

Karlı kayın ormanında
Yürüyorum geceleyin
Efkârlıyım, efkârlıyım,
Elini ver, nerde elin?
Memleket mi, yıldızlar mı,
Gençliğim mi daha uzak?
Kayınların arasında
Bir pencere, sarı sıcak
Ben oradan geçerken biri:
"Amca, dese, gir içeri."
Girip yerden selâmlasam
Hane içindekileri
Yedi tepeli şehrimde

Bıraktım gonca gülümü
Ne ölümden korkmak ayıp,

Ne de düşünmek ölümü.

Kilise’nin papazından ’da izin aldıklarını belirtiyorlar 

Kilisenin resmini çekmeme birisi itiraz ederek günah olduğunu ima etmeye çalışıyor ve bende sen resmin Günah olduğunu düşün, hem de kilisenin bahçesinde tohum topla diye düşünüyor ama, kendisine cevap verme gereği duymuyorum.

Güzel bir günün ardından, ekmeğini taştan çıkaran bu gurbetçilere kolay gelsin diyor oradan ayrılıyorum. Kahve köşelerinde gününü öldürmektense burada, doğada birkaç avro kazanmaları ve çocuklarının çöp harçlıklarını kazanmaları hoşuma da gidiyor.

Her yeni bir gün, yeni güzelliklere gebe olduğu kadar güzeli ve iyiliği de görmeyi ve de yaşamayı bilebilmekte güzel. Belki de öyle olmadığı halde ütopik düşüncelerimle kendimi kandırıyorumdur .Kim bilir, yeter ki, sen senle, sen benle ve sen doğayla barışık ol.

Hoşçakalın saygılarımla.