Gurbette Ölümü Bekler Gibiydiler…


  • Kayıt: 08.10.2022 08:56:25 Güncelleme: 08.10.2022 08:58:52

Gurbette Ölümü Bekler Gibiydiler…

Nejat Sucu

Geçen aylarda bir boşlukta Hollanda Diyanet Vakfı, Deventer Merkez Camii’yi ziyaret ettim. Camii kantininde 65 yaşını aşmış 25 emekli, yaşlı ve vefakâr ilk nesil misafir (Gastarbeiders ) Türk işçilerini gözledim.

Sağlık sorunları vardı. Hanımları bakım evlerinde olanlar vardı, umutları ve yaşam sevinçleri yok olmuş, söylemeseler de sanki ölümü bekler gibiydiler.

Heyecanları, ve yaşam umutları yok olmuş, uzun bir süre Türkiye’de bile kalamıyorlardı artık. 24 saat ekonomi dişlilerinin bir parçası olan çocukları ve torunlarının kendilerine ayıracak zamanları da yoktu. Hollanda Ans ve Anya bakıyordu onlara.

Ne kadar gönüllerinden başka söyleseler de, sözle bile şikâyet edemiyorlardı, O 50 yıl önceki aile, bağlılığı ve Ata erkil aileden geriye sadece bayramlarda kendilerine alınan bir gömlek, bir çorap ve bir paket şeker kalmıştı.

Neyi anlatacaklardı torunlarına ? Bir yılın 11 ayında günde 20 saat çalıştıklarını mı ? Harmanda Düven üstünde yorgunluktan nasıl uyuduklarını mı ?. Torunlar kendilerini ve onlarda torunlarının dünyasını da anlamakta zorlanıyorlardı.

En acısı ise

Yetkililer ilgisiz ve çalışanlarda bilgisiz idi. Onları anlamakta istemiyorlardı. Sağlık, bakım, tedavi sorunları her geçen gün büyümekteydi. Var olan sorunları Hollanda Temsilciler Meclisi’nde (de Tweede Kamer) gündeme bile gelmiyordu.

Evet bu ülkede Demans hastalığına yakalanmak, hem de Hollandalı emsallerine göre 4 kat daha fazla yakalanmak bu yaşam sevincinin bittiği yaşlanan ruh hallerinde çokta zor olmasa gerekti. Gurbet’in bir bedeli vardı, gurbette olmanın bir hedefi vardı.

Doğduğumuz Anadolu topraklarına geri dönecektik. Geri dönme umutları ve heyecanları kaybolanların Demans ve Diyabet hastası olmalarının en büyük sebebi diye düşünmeden geçemedim. Tabii gurbette yaşamanın, dil ve yordam bilmemenin vermiş olduğu hal halimiz ve stresimizde en büyük etkenlerden biri olabilir.

Biz yine Asım beyle…

Biz yine Asım beyle uzun uzun bir sohbete daldık. Memleket Sarıkamış’tan başladık, geldiğimiz yıllara Deventer’deki Thomassen & Drijver firmasındaki çalışma yıllarından, çocuklara ve torunlara anlata anlata geçen 60 yılda güzel çalışmalarımızı değerlendirdik. O sordu, ben cevapladım bir öğrenci gibi.

Yaşamda Sarıkamış’tan Hollanda’nın Deventer şehrine uzanan o uzun ve ince yolculuğumuzda güzel, erdemli, namuslu hep dolu dolu bir yaşamın içinde olduğumuzu anımsayarak bir anlıkta olsa mutlu etti beni.

Camii imamının öğle Namazı için okuduğu Ezanla geçen 50 yıllık hayatı bir film şeridi gibi akıp giden görüntülerden koparak camii merdivenlerden yaşam tiyatromuzun son perdesine girer gibi yavaşça içeri girdik.

İçerideki benim emsallerim bana bakarak gözlerini yere indiriyorlardı. Sanki bana ve umutsuz kaderlerine ağlıyorlardı. Yanaklarımdan akan göz yaşlarımı hissettiğimde benimde ağladığımı fark ettim.

Sevgi ve saygılarla.