Doğal olarak 6 Şubat’ta ülkemiz Türkiye’de gerçekleşen son yüzyılın en büyük felaketi Deprem.
Her ne kadar 3500 kilometre uzakta yaşamış olsakta, bizler ve Türk – Hollanda toplumu gerekli olan temel yaşam gereksinimleri için seferber oldu ve olmayada devam edecek.
Tabiki gelecek günlerde de var olan son yüzyılın en büyük dramı ve yüzyılın felaketi için katkı payımız olacak. Bu arada bizlerin ruhsal ve sosyal halimizide unutmamak gerek. Destek alabilmek için, var olan sorunları konuşmak ve tanımak gerekiyor.
Yaşamda bir ömür boyu umutlar dağıtan ve satan insanlarımız vardır. Bir ömür boyunca, ailesine, etrafına, depremzedeye fakir ve fukaraya iş bulmadan tutun, bayramlarda Kurban ve Ramazan’da erzak temin etmeye kadar bir çaba ve bir heyacan.
Başkalarının umutlarını, sevinçlerini ve mutluluklarını görerek, kendine yaşam sevinci ve mutluluğu çıkaran iyimser ve yapıcı insandır bu umut tacirleri. Komşu ve akraba gençlerine burs, iş ve aş temin etmeyi kendine görev bilerek, bürokrasiyle iyiden daha da pek iyi geçinen ve sahip olduğu insan ilişkisi 24 saat gönüllü ve görevlidir bu olumlu iyilik tüccarları.
Azda olsa, her şehirde ve her ülkede olmaları güzeldir…..
Korona salgını ile toplumsal umutların artıdan eksiye indiği ve insanın , ruhunu ve sağlığını bozan, belirli bir süre devan edecek olan, olağanüstü bir dönem yaşamaktayız.
Yeni ve yeniden umut dağıtan umut tüccarlarına gereksinimiz var!..
Evet geçen yıllarda işsizlik azalmış, iş, aş ve gelirlerimizde belirgin bir artış gözlenmişti. Kimse inanmak istemiyor, kimse bu sosyo – ekonomik kriz bana dokunmaz diye düşünüyor ama, bilemiyoruz yarın çalıştığımız fabrika işlerine devam edebilecek mi?
Kriz ekonomisi yeni olanaklar sunmakta
Hollanda’yı yöneten koalisyon salgını ciddiye alarak elinden gelen en azamı destek, yardım ve gelecekte insanına yatırım yapmak istiyor. Bu tip ekonomik ve istihdam kaybı yaşanan krizlerde erken tedbirler alarak insanları yeni iş pazarına hazırlamak ve eğitmek çok önemlidir.
1980 – 1990 yılları arasındaki Tekstil krizinde işsiz kalan göçmenleri yeniden pazara hazırlamakta geç kalınmış ve gerekli ilgi ve destek hizmetleri 90 ‘lı yıllarında başlamıştı.
Yeni nesil daha şanslı
Yeni ikinci ve üçüncü jenerasyon en azından Hollandaca dilini bilmekte ve yeni bir ek veya yeni bir meslek eğitimi takip etme olanağına sahip.Neden gelecek 3 yılda 35 bin Türk göçmeni 1 milyon 400 binin istihdam edildiği sağlık sektöründe çalışmasın?
Bu konuda bugünden itibaren gerekli olan projeyi stratejik ortaklara sunmak gerek. Aslında suyun başındakilere bunu anlatabilmek gerek. Bir hedef ve iyi niyet eşit Hollanda vatandaşı olmaya giden yoldur. Başka ne umutları ve ne güzel faliyetimiz olabilirki. bu naçizane fakir tacirin.
Saygılarımla.
