Hollanda’da yapılan bir araştırmaya göre, Hollandalıların %15’i yalnızlık çekiyor. Hollanda’da yalnız yaşama oranı 2001 yılında %5 iken bugün bu oran’%17‘ye ulaşmış durumda.
Yalnızlığı tetikleyen faktörler ise işsizlik, fakirlik, borçlar, göçmenlik, psikolojik sorunlar, aile sorunları, kuşak çatışması olarak kendini gösteriyor. Ayrıca, kariyer yapmak isteyenlerde ve ekonomik bağımsızlığını kazanan göçmen gençlerinde’de yalnız yaşama oranının 10 yılda %100 arttığı görülüyor.
Göçmenlerde yalnızlık
Göçmenler, genelde, tanımlamadıkları, bilmedikleri ve kabul etmedikleri bir yalnızlık çekiyorlar. Havası, insanı, kokusu, memlekete hiç benzemeyen Hollanda’da yakın aile bireylerini de yanında bulamayan ilk ve ikinci jenerasyon Türkler, psikiyatri kliniklerinin en uzun süreli hastası haline gelmiş durumdalar. Göçmenlerin bir yıllık yalnızlıklarını 2 ile çarparak, 50 yıllık yalnızlığın 100 yıla bedel olduğunu söylebiliriz.
Bir zamanlar, Hollanda’daki yaşam hakkında ”Burası bizim açık cezaevimiz…” değerlendirmesini yapanları duyardık.
Toplumla birlikte ama yine de yalnız
Bazen toplum içinde olan ancak yalnızlığı bir türlü bitmeyen insanlar da olabiliyor.
Yalnızlığın sebep olduğu sorunlar
Yalnızlık, ve ötekileşme sonucu toplumdan uzaklaşarak birçok sorunla karşı karşıya kalan bireyler ve aileler oluşmuş durumda. Bunun yanında, kumar, alkol ve madde bağımlılığı, işsizlik ve fakirlik ile dağılan aile birliği…
Türk toplumu ne yapıyor?
Bu konuda, problemi tanımlayan, kabul eden ve yalnızlıka mücadele etmeyi çalışma programına alan, biz Türk’lerin oluşturduğu bir federasyon, vakıf, dernek veya cami göremedim veya benim gözümden kaçtı.
Camilerimizin görevleri neler olabilir?
Din hizmetleri görevlilerimiz, bireysel çalışmaları ve görevleri çerçevesinde azami çabayı gösteremiyorlar. Camilerimizin, yalnızlık sorununa destek verecek uzmanlık ve kaynak ayırmada yeterli olmadığını da söyleyebiliriz. Ayrıca, yalnızlık sorunu, birden çok faktörün yol açtığı bir sorunlar yumağıdır. Dolayısıyla, camii yönetimlerinin ehil ve yetenekli insanlardan oluşması gerektiğine artık kuşkum kalmadı.
Ne yapabiliriz?
İlk önce sorunu belirleyip basit çözümler için faliyetlere başlamamız gerekiyor. İlk olarak, her hafta sonunda, tüm ailelere açık “Kaynaşma Akşamları” düzenlemek uygun olabilir. Uzun dönemde ise, özel ve tüzel kurumların bu konuda çeşitli projeler hazırlaması ve belediyeler, fonlar, eyaletler, Hollanda, Avrupa Birliği ve Türkiye Cumhuriyeti kurumlarından destek alınarak bu sorunun yarattığı tahribatın hafiflemesinin sağlanması zorunludur.
Ne zaman kayın ağaçlarının arasında yürüsem, memleketten uzakta ölen şairimiz Nazım Hikmet’in bu şiiri aklıma gelir ve gözlerim dolar. Belli ki; hasret, gariplik, özlem, yalnızlık ve gurbet ortak kaderimizmiş…
KARLI KAYIN ORMANI
Karlı kayın ormanında
Yürüyorum geceleyin
Efkârlıyım, efkârlıyım,
Elini ver, nerde elin?
Memleket mi, yıldızlar mı,
Gençliğim mi daha uzak?
Kayınların arasında
Bir pencere, sarı sıcak
Ben ordan geçerken biri:
"Amca, dese, gir içeri."
Girip yerden selâmlasam
Hane içindekileri
Yedi tepeli şehrimde
Bıraktım gonca gülümü
Ne ölümden korkmak ayıp,
Ne de düşünmek ölümü
NAZIM HİKMET RAN