Hollanda’nın kendi ülke avukatı ve savcısı mağdurların haklarını geri almasını önlemek için mahkemeye talepte bulunmuştur ve bu şekilde mağdurların önleri kesilmektedir.
Bu nasıl olur Hollanda gibi bir yerde, dedirtiyor insana. Yardım skandalıyla ilgili olarak tüm dikkatler şimdiye kadar tamamen Kinder Opvang Toeslagen'e(KOPT), yani, “bakım parasına” odaklanmıştı ancak vergi dairesi diğer yardımlarda da aynı skandalın ortaya çıktığını belirtmişti.
Sonrasında hükümet düşmek üzereyken başta belirtiğim gibi, ilk zamanlarda gözler çocuk bakım paralarına yöneldi, daha sonra kira ve sağlık yardımları ve çocuklara ilişkin bütçenin kullanımında da mağdurlar olduğu ortaya çıktı ve bunların tespit edilerek geri dönüş yapılacağı belirtildi. 2023 nisan sonrasında ödemeler başlayacaktı ancak bu ödemeleri bir şekilde ertelediler.
Hükümetin bu alandaki tahminlerinin çok güvenilir olmadığını biliyoruz. Sonuçta, KOPT'ta bile başlangıçta yalnızca 25000 vakanın yer alacağı belirtilmişti ama şu anda 100.000 bilinen vaka varken 120.000’den fazla kayıt var. Bekleyen dosya incelemelerin sayısı ise şu an 33.000 civarında.
Buradaki soru, tüm dikkatler hala KOPT’a odaklanmışken, insanların burada benzeri görülmemiş bir adaletsizliğin kurbanı olabileceklerini fark edip etmedikleridir.
ÜLKE AVUKATI
Dosyalarını isteyen mağdurlar, dosyalarının işlenmesinde vergi makamları zaten aşırı yüklendiği için talepte sıfır yanıtı alıyor yahut kendilerine hiçbir şey gönderilmiyor. Mağdurlardan biri kişisel dosyasına erişim talep ediyor. Devlet savcısı, mahkemeden bu iddiayı kabul etmemesini istiyor. Çünkü kabul edilirse, mağdurlar ve kayıtlı mağdurlar belge talep edebilecek. Bu çok yoğun bir emek ister ve böyle bir kapasite yok deniyor ve savcı bu konuda başvuru yapıyor. Eyalet Savcısı, her vatandaşın dosyasını isteyebileceği bir emsali engellemek istiyor. Bu insan haklarına aykırı. Bununla hükümet, insanların sahip olduğu haklara, yani kendi dosyalarına erişim haklarına saygı duymaya gerek olmadığını açıkça ortaya koyuyor. Bu temelde çalışan bir hükümet, halkın güvenini fazlasıyla tekrar tekrar sarsmaktadır.
DİĞER YÖNETMELİK
Şu anda KOPT ile ilgilenen aynı ekip, daha sonra bu dosyaları da ele almalıdır. Vay mağdurların haline. Mağdurlar daha da mağdur olacak. Çünkü şimdiki sistem bile yürümüyorken nasıl olacak?
Bu nedenle, biraz şansla, bu mağdurların 2030'a kadar beklemeleri gerekecek. Bu yıl, mevcut çözüm yöntemiyle tüm KOPT dosyalarının en erken çözülmesinin beklendiği yıl. Haksız tahsilat 2015 yılında gerçekleştiyse, dosyaya başlamadan önce 15 yıl ve dosya kapatılana kadar belki de 5 yıl daha beklemeniz gerekecek. Yani, bu kurbanların durumu ancak yirmi yıl sonra netlik kazanıyor…
Ayrıca, diğer ödeneklerin bu mağdurları için önerilen tazminat planı çok daha katı. Bu da yasal eşitsizlik olduğu anlamına gelir. Geri alınan miktarlar dışında, insanlar genellikle yıllarca hak ettikleri hiçbir yardımı alamadılar ve bunun sonucunda başka yerlere borçlandılar. Bunun telafisi yok. Bu mağdur grubuna yönelik planın bu yılın ortasında yürürlüğe girmesi gerekiyordu ancak bakanlık şimdiden bu planı altı ay erteledi.
AKILLARA GELEN SORULAR
1. Hükümet neden bu mağdur kategorisi hakkında sessiz kalıyor? Bakım yardımı hariç, çocuk bütçesi mağdurları ne olacak?
2. KOPT dosyalarından kaç tane veli, başka ödeneklerden yapılan hatalara da dahil oluyor?
3. Kira yardımlarının geri ödenmesi ve sonlandırılması sonucunda kaç kişi evinden tahliye edilmiştir?
4. Sağlık yardımının geri ödenmesi ve artık verilmemesi nedeniyle kaç kişi sağlık sigortasıyla ilgili sorun yaşadı?
5. Çocuk bütçesinin eksik olması nedeniyle kaç anne baba ve çocuk mağdur oldu?
6. Burada aynı algoritmalar ne ölçüde kullanılmıştır?
7. Bu kişiler aynı FSV listelerine alındı mı ve veriler ev sahipleri ve sağlık sigortacıları ile paylaşıldı mı? Bu veriler; belediyeler, diğer uygulayıcı kurumlar vs. diğer taraflarla ne ölçüde paylaşılmaktadır?
8. Kaç çocuk evlerinden alındı ve nerde çocuklar? Ebeveynler neden çocukların fotoğraflarını paylaşamıyorlar? Paylaşınca neden ceza yiyorlar? Buna kaç çocuk karıştı ve sonuç olarak, çocuklar evlerinden alındı mı?
FSV LİSTELERİ
Vergi makamları, FSV listelerinde yer alan kişilere, bu listelerde isimlerinin yer alması nedeniyle herhangi bir dezavantaj yaşamadıklarını belirten mektuplar göndermektedir. Bilgilerin paylaşılmayacağı da bildirildi. Sorulduğunda, FSV ekibi çalışanları, bu araştırmanın sistemdeki yalnızca kaba bir eleme olduğunu ve geniş çapta bir dizi 'onay işaretinin' birbiriyle eşleştirilmesiyle yürütüldüğünü ve dosyaların yalnızca rastgele örnekleme yoluyla derinlemesine incelendiğini kabul ediyor. Bir Maliye Bakanlığı sözcüsü, geçtiğimiz günlerde medyada, vergi makamlarının bilgilerin paylaşılıp paylaşılmadığını ve dolandırıcılık listelerine alınmalarının engellenip engellenmediğini belirleyemediklerini ve bunun nasıl yapıldığını bilmediği söyledi ve bu bilgilerin sistemlerde hiçbir şekilde kontrol edilmediğini kabul etti. Bunu kontrol etmenin tek çözümü, kimin neyi, ne zaman talep ettiğini netleştirmek için kişinin kendi BSN numarasına kayıtlı tüm iletişim günlüklerini talep etmek gibi görünüyor. Bu nedenle, FSV listelerinin doğası, kapsamı ve sonuçları hakkında geniş çaplı bir bilimsel çalışmaya acilen ihtiyaç var. Daha önce, Groningen Üniversitesi ve araştırmacı Bart Tromp bunu zaten talep etmişti ancak hükümetin baskısı sonucu yargı böyle bir soruşturmaya karşı çıktı. Soruşturma şu anda Çocuk Esirgeme Kurumu ve onaylı Gençlik Esirgeme Kurumu ile birlikte müfettişlikler tarafından yürütülmekte olup, soruşturmaların kaynağı hala vergi makamlarında. Bununla birlikte, odak noktası, vergi makamlarının tasarruf edip yaptıklarından saptırılıyor ve şu an için sadece 2.000'den fazla çocuk ev dışına yerleştirildi. Bu sayı, bağımsız ve bilimsel araştırmalarla yakında daha da artacak.
FSV LİSTESİNE YERLEŞTİRME TALEBİNİ İSTEYİN
Vergi makamları tarafından dolandırıcı olarak sınıflandırılmak nispeten kolaydı. Bir vergi mükellefinin geliri hakkında daha fazla bilgi için başka bir uygulayıcı kurumdan gelen basit bir talep, şimdiden FSV listelerine yerleştirilmesine yol açtı. Örneğin; belediye, UWV, konut derneği veya LBIO daha fazla bilgi talebinde bulunursa vergi makamlarının müfettişi, daha fazla araştırma yapmadan, vergi mükellefinin bundan haberi olmadan ve bunu yapamayacak durumdayken bir kişiyi listeye ekleyebilirdi. Ödeneksiz vergi mükellefleri de FSV listelerinde olabilir. Dolandırıcılık listelerinde yer alan ve hiçbir zaman yardım başvurusunda bulunmamış olan; ancak, örneğin, belediyeden gelen bir bilgi talebi nedeniyle herhangi bir bir kanıt olmadan dolandırıcı olarak FSV listelerine giren çok kişi var.
HÜKÜMET MUHALEFETİ
Hükümetin mağdur başvurularına karşı çıkmak için elinden gelen her şeyi yaptığı, giderek daha açık hale geliyor. Evinden uzaklaştırılan veya velayet yetkisi kaldırılan çocukların ebeveynlerine ücretsiz avukat atandığı pilot projeler çok uzun süredir gündemde.
Diğerlerinin yanı sıra sosyal medya ve hukuk mesleğinden gelen baskı, yavaş adaptasyona yol açtı. Ancak arabuluculuk yoluyla çözümler de arabuluculardan gelen imkansız taleplerle karmaşıklaşıyor. Görünüşe göre, kötü yönetim faturasını bir sonraki başbakana devretmek isteniyor.
MARK RUTTE
Bu nedenle, Mark Rutte liderliğindeki hükümetin neden bu skandalın tüm kapsamına yönelik bağımsız bir soruşturma istemediği giderek daha açık hale geliyor. Bu utanç, Rutte'nin, tarih kitaplarında nasıl anılmak istediğini gösteriyor. Rutte, bir keresinde, en alttaki taşın yukarı çıkması gerektiğini söylemişti. Bu kesinlikle olmalı. Ancak, o taşın üzerinde duran adam, Rutte'nin kendisi!