Kapadokya, Başka Bir Gezegendir: Periler Ülkesi

Kapadokya, Başka Bir Gezegendir: Periler Ülkesi

Nejat Sucu

Son yıllarda Üçhisar Kasabası'nı enine boyuna gezdikten sonra, Göre Kasabası ve Güvercinlik Köyü arasında yer alan Aşıklı Dağı'nın (rakım 1670 metre) ihtişamını görmüş ve resimlerini çekmişizdir. Uçhisar'ın hemen altından başlayarak Göreme'ye yayan bir yolculuk başlar. Göreme Kasabası'nın eski adı "Korama Matiana" veya "Maccan" dır.

Göreme'ye yönelirken genellikle aşağıya doğru inme eğilimindedir. Aşağı inmek bazen çıkmaktan daha tehlikeli olabilir. Bir kilometre sonra Uçhisar'dan gelip Göreme'ye yaklaştığınızda, etrafınız Peri Bacaları ile çevrili olur ve kendinizi kalabalık, kirli ve gürültülü dünyadan uzak, bambaşka bir gezegende gibi hissedersiniz.

Az da olsa insan kaynaklı doğa kirliliği olsa da, vadi oldukça iyi korunmuş ve dokusu peri masallarındaki gibi canlı bir şekilde duruyor. Göreme çarşısı sakin ve sessiz. Kimse dün gece kalan telaşlı haliyle yok. Kasaba barış ve huzur dolu. Ana caddede yerel halk çayını yudumlayarak kahvelerde oturmuş durumda. Bir kenarda eşek sıpası, diğer tarafta Karabaş Kangal sabahın huzurlu tadını çıkarıyorlar. Kimse kimseyi rahatsız etmiyor, her canlıya yer var. Genç hippi ruhlu, bütçesi kısıtlı Avrupalı öğrenciler, diğer tatil bölgelerine göre daha uygun fiyatlı olan Göreme'de çayla simit yiyerek kahvaltı etmeye çalışıyorlar.

Kapadokya vadisini ve etrafını sıcak çökmeden gezmek önemlidir, yaya olarak dönüş zordur, bu nedenle minibüse binmek gerekebilir. Önümüzde, yaşını belli etmeyen, oldukça makyajlı, süslü bir Avrupalı hanım oturuyor. Durmadan aynaya bakarak makyajını tazeliyor ve kaşlarını düzeltiyor. O an Orhan Veli Kanık'ın "Cımbızlı Şiir"i aklıma geldi:

Cımbızlı Şiir

Ne atom bombası

Ne Londra Konferansı

Bir elinde cımbız,

Bir elinde ayna;

Umurunda mı dünya?

Bu yolculuğu sabah erken veya akşam güneş batımında yapmak sağlıklı ve doğal güzelliklerini görmek için harika bir fırsattır. Göreme çarşısında kilo ile alacağınız üzümü çömlek peyniri ile yemeyi de tavsiye ederim. Eğer tandır veya çörek ekmeği bulursanız, tadı daha da lezzetli olacaktır.

Övmek gibi olmasın ama, bu ağız tadı ve lezzetini ne Paris'te, ne Londra'da, ne Berlin'de ne de Amsterdam'da bulabilirsiniz. Bu lezzet, o toprakların özgü gizemli aroma ve lezzeti ile beslenmiştir. Kıymetini bilmek önemlidir. Daha güzel günler ve gezintiler sizinle olsun.

Hoşça kalın.

Saygılarımla,