Hollanda'da mevcut genel kültür, yasalar, gelenekler ve görenekler, bilinçli veya bilinçsiz, isteyerek veya istemeyerek, kabul ederek veya etmeyerek bir arada BARIŞ içinde yaşamayı mümkün kılıyor mu? Hollanda toplumu ve yasaları büyük bir belirleyici rol oynamaktadır, bu oldukça doğaldır. Çok kültürlü toplum ve farklı değerler (baskın) yüzlerce küçük alt grup, etnik gruplar, inançlar ve kültür topluluklarına uyum sağlamalarını beklemek utopik bir beklenti olurdu. Azınlık inançları, etnik kökenleri ve kültürel gruplar, kimliklerini koruyarak, eritilmeden ve asimile olmadan toplumsal uyumlarını gerçekleştirmeye çalışıyorlar.
Yasaların yaptırım gücü belirleyicidir. Hollanda toplumunun barış içinde yaşaması için yasalara uymak son derece önemlidir. Yasaların bireylere yönelik suçlar ve kabahatlerle ilgili olarak uygulanması da hayati öneme sahiptir. Cezai yaptırımların uygulanmasında yasalar ve bağımsız yargı, politik, sosyal ve dini etki ve baskılardan uzak olarak görev yapabilme kapasitesine sahiptir. Hollanda yargı sistemi bağımsız, laik ve toplumsal etkilerden bağımsız bir şekilde çalışabilmektedir.
Cezai yaptırımların caydırıcı olması önemlidir. Evet, cezai yaptırımların caydırıcı olması önemlidir. Var olan kanunlar ve kuralların dışına çıkıldığında sert ve etkili bir yaptırım sistemi bulunan bürokratik bir yapıya sahip olan Hollanda, sosyal devlet ve uygulama sistemi olarak öne çıkmaktadır.
Kanunları ve kuralları uygulayan bürokratik devlet sistemi, güç ve politik, kilise, feodal, yerel, bölgesel ve ulusal çıkar gruplarının yargı, yönetim ve bürokrasi üzerindeki etkisini en aza indirger. Toplumsal, sosyal ve ekonomik ilişkilerde tercihler ve öncelikler mutlaka bulunur. Bu tercihler ve öncelikler, kendi sistemlerinin ve kurumlarının sürekli ve kalıcı olmasını sağlama yöneliktir.
Ben akrabamı işe almayacağım. İnsanlar, hizmetler ve bürokratik ilişkilerde liyakat ve işin uzmanına öncelik ve tercih verme konusunda önemlidir. Hollanda toplumunda bireyler genellikle sosyal ve bencil olarak kabul edilirler. Akrabalarını veya komşularını kendi işyerlerinde çalıştırarak, kendi çalışmalarını engelleyecek bir akrabayı istihdam etmezler.
Devlet, reformlar, sanayi devrimi ve sosyal ekonomik gelişmeler gibi faktörler toplumların bir arada yaşama arzusunu şekillendirir. Hollanda, paylaşımcı ve toplumsal bir sosyal devlet anlayışına sahip olan ve bu nedenle göçmenlerin topluma olumlu katkı sağlamasına destek olan bir ülkedir.
Sosyal devlet ve göçmenler. Hollanda'da yaşayan 17 milyon 898 bin 466 kişinin içinde doğal olarak 3 milyonu yurtdışında doğmuş ve 2 milyon 200 bin kişi Hollanda'da doğmuştur (3.9.2023 / Bevolkingsteller CBS). Hollanda'da yaşayan 5 milyon 200 bin göçmen topluluğu, ülkenin ekonomisine olumlu katkıda bulunmaya devam etmektedir.
Bununla birlikte, çalışma, iş ve istihdamdan gelir elde edemeyen göçmenler, ikamet izni ve Hollanda vatandaşı olarak ömür boyu sosyal güvenlik haklarından, yardım ve devlet tarafından sunulan kira, çocuk ve sağlık yardımlarından ömür boyu faydalanma hakkına sahiptirler.
Devletin sunduğu desteklerle iyi bir konutta yaşayan, hastalık ve sosyal yardımlarla asgari yaşam standardını sürdüren göçmenler, yüzlerce ülkeye göre kaliteli bir yaşam sürebilirler. Sosyal devletin, adaletin ve insan haklarının sihirli değneği "paylaşma ve yardımlaşma" olmalıdır. Elbette, paylaşmayı bilirsek.