Hollanda'da iş, çalışma ve istihdam için insan kaynaklarının yetersizliği önemli bir sorun teşkil etmektedir. Var olan nitelikli insan kaynaklarını bulma ve işe alma konusunda işverenlerin %70'i sorun yaşamaktadır. Gelecek yıllarda nitelikli insan kaynaklarına sahip olma sorunu devam edecektir.
Buna ek olarak, çeşitli nedenlerle işgücü piyasasına katılamayan 15 ila 75 yaş arası 3,5 milyon Hollandalı bulunmaktadır. "1,5 miljoen personen, tussen 15 - 75 jaar oud zijn, is voor hen kansen tot de arbeidsmarkt uitgesloten" ifadesiyle ifade edilmektedir.
Bugün itibariyle her 1 Emekliye (AOW) karşılık 3 çalışan bulunmaktadır. Ancak Hollanda nüfusu yaşlandıkça, 2040 yılında her 1 Emekliye 2 çalışan düşecektir. Bu durum, sosyal devletin ve ödeme dengelerinin zorlanacağı anlamına gelmektedir.
Peki, neden çalışan eleman bulunamıyor? 17 yaşında küçük ve genç nüfusun azalması (Geboortbeperking) ve emekli olacak kişilerin sayısının artması bu durumun nedenlerindendir.
Çözüm yolları nelerdir? Yeni Avrupa Birliği ülkelerinden ve Türkiye'den işçi alımının yeniden başlatılması (Arbeidsmigratie) ve Gastarbeiders programlarının kullanılması, 15 - 75 yaş arası kişilerin çalışma faaliyetlerinin uzatılması, eğitim ve meslek seferberliği ile nitelikli eleman yetiştirilmesi önerilebilir.
İşçi ve nitelikli meslek elemanı eksikliği ekonomik büyümeyi engellerken, gençlerin işgücüne katılımının artması, Hollanda'da yaşayan eski ve yeni göçmenler için olumlu bir gelişmedir. Bu, zorunlu iş kabulleri ve iş aktifliklerine sahip göçmenler için de olumlu bir durumu yansıtmaktadır.
İnsan, çalıştıkça değerlidir. Üretim ve iş ilişkileri, insanların ve toplumun ilişkilerini şekillendirir. Çalışan emek gücü her zaman Hollanda işverenleri için önemli olmuştur. Bu, 1960'ların büyük işgücü göçüyle başlamış ve gelecekte de önemini sürdürecektir.
Bir ömür boyu çalışmak, modern toplum ve endüstriyle başlayan ve Sanayi Devrimi ile hakların genişletilmesi ve insanlara insana yakışır çalışma koşulları sunulmasıyla mümkün olmuştur.
Ancak, yeni Post Modern Kapitalist dünyada yaşam standartları ve kaliteli bir yaşam bir ömür boyu çalışmayı gerektirmektedir. Bu, işverenler, işçiler ve sınıf farklarının derinleştiği bir kriz durumunu ortaya koymaktadır. Bu krizin faturası, sermaye finans holdinglerine yüklenmekte ve bunun sonucunda birçok kişi bu yükü taşıyanlardan biri olmaktadır.
Kolay gelsin,