Kimse biz gençlerden memnun değil. Muhafazakar babam, muhafazakar olmamı; Hacı babam, ümreye gitmemi; Milliyetçi babam, Türk Milliyetçisi olmamı; Solcu babam, solcu olmamı; Devrimci babam, Devrimci olmamı ve Sosyalist yayınları okumamı istiyorlar. Amerika hayranı babam da Amerika’ya yerleşmem için İngilizce öğrenmemi istiyor. Ben, bu babaların istediklerinin hiçbirini olmak istemiyorum. Ben sadece özgür düşünmek, özgür irade ve özgür bir yaşam istiyorum.
Tabii ki, sormasını, araştırmasını ve bulmasını öğretirsek. Olacağımızı ve kendi yolumuzu bulacağımız kesindir. Hacı babam, 16 yaşında ümreye gitmemi; çiftçi babam, 15 yaşında evlenip çoluk çocuğa karışmamı istiyor. Fakir babamın dağın tepesinde ışıkları yanan o gösterişli binaya, yatılı Kuran kursuna devam edip bir köyde bir camii imamı olmamı gönlünden geçiriyor.
Hiç olmazsa 11 çocuktan birisinin boğazı eksik olur. Üstüne başına bir takım elbise, bir kundura verirler diyor o mazlum annem. Amanda, 14 yaşındaki bacım Hasret’i komşunun Almanya’daki salak oğlu Abdi'ye vermek istiyor. Ne bilsin, kendi de ve biz de kurtuluruz diye…
Bize hiç sordunuz mu? Biz ne olmak, nasıl bir eğitim almak istiyoruz? Nasıl bir meslek, nasıl bir evlilik yapmak istiyoruz? Kimse sormuyor. Adet, gelenek, görenek, aşiret, soyumuz ve soyadımızmış. Hepsi aynı kapıya çıkıyor. Düşünmeden hepsine evet yani ja diyecek bir nesil isteniyor.
Bizden neden memnun değiller? Bir kere babam ve annemle 30 yıl yaş farkı var. Biz genç olarak doğruyu görecek ve doğruyu bulacak yaşta olduğumuza inanıyoruz. Karar almasak da yanlış da olsa, bize güvenmelerini istiyoruz.
Biz size benzemek istemiyoruz? İlle bize benzeyin diyorsunuz ama, biz size benzemek istemiyoruz. Siz bize doğru, adil, dürüst, paylaşımcı, kanaatkar, geleceğe iyimser bakan, yaşam zevki aşılayan örnekler oldunuz mu? Kısa, mutlu ve huzurlu bir toplum yaratabildiniz mi çoğunluğun yaşamında? Doğuştan başlayan eşitlik ve eşit bir rekabet, sosyal devletin olağan imkanlarından faydalanabildik mi? 3000 yıl önce de Mısır'da büyükler biz gençlerden şikayetçiydi. Büyüklere saygı ve sevgi kalmadı diyorlardı. Bu dünyanın artık sonunun geldiğine inanıyorlardı. Bilmiyorlardı ki tüketim toplumu ve sahip olma savaşları binlerce devletin ve toplumun sonunu getirecekti.
Biz genç olmak ve kendimiz olmak istiyoruz. Bizi bize bırakın. Biz kendi kendimize olmak istiyoruz. Verin bize unu, yağı, suyu; biz kendi helvamızı yaparız. Hem de çok lezzetli, ortaklaşa paylaşarak yiyebileceğiz leziz yaşam helvamızı. Biz genç olmak istiyoruz. "Anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az.
Hepinizi seven gençleriniz.
Saygılarımla