Soner Yalçın'ın Meral Akşener köşe yazısı, Hollanda'daki Türk toplumu ve sivil toplum kuruluşlarının (STK'lar) 60 yıllık geçmişini gözden geçirmeye ve bu süreçteki cinsiyet eşitsizliğini irdelemeye ilham verdi.
Göçmenler ve STK'lar: Erkek Egemenliğinin Gölgesinde
Hollanda'ya işçi göçünün başlamasından bu yana, geleneksel Türk kültürü ve siyasi hareketler, erkek egemenliği ve hegemonyanın gölgesinde kaldı. Bu durum, Hollanda'daki Türk STK'larda da kendini gösteriyor. Hemen hemen %90'ında erkeklerin yönetici olduğu bu kuruluşlar, kadınların sesini ve katkısını yeterince yansıtmıyor.
Geçmişte Bir Umut Işığı: Kadın Hareketi
Bir zamanlar Hollanda'da Türkiye kökenli sivil işçi ve sosyalist hareketlerin yanında kadın vakıfları, dernekleri ve hareketleri de var olmuştu. Fakat bu hareketler de erkek egemenliğinden kurtulamadı. Örneğin, Hollanda'nın Türkiye kökenli Sosyalist hareketini temsil eden STK'ların göbek bağı daima erkeklerden oluşmuştu.
Camiler ve Vakıflar: Erkeklerin Kontrolünde
Hollanda'daki 3 büyük cami vakfı olan Hollanda Diyanet Vakfı, Hollanda İslam Merkezi ve Hollanda Milli Görüş Teşkilatı'nın yönetim kurulları da %99 oranında erkeklerden oluşuyor. Kadınların katılımı ve etkinliklerde rol alması erkek yönetim kurullarının iznine bağlı.
Türk Basını: Erkeklerin Hakimiyeti
Türk basını da erkek egemenliğinden nasibini almış durumda. Haberler ve faaliyetlerin yayınlanması genellikle erkekler tarafından yapılıyor. Kadınları temsil eden tek bir yayı organı olan "Kadın Dergisi" bile daha fazla çeşitlilik ve farklılığa ihtiyaç duyuyor.
Geçmişten Dersler Almak: Destek Kesilince Kadın Hareketi Zayıflıyor
2010 yılına kadar Hollanda belediyeleri, Hollanda Türk kadın örgütlerine öncelik tanıyan ve faaliyetlerini destekleyen bir politika izliyordu. Fakat bu desteklerin kesilmesiyle birlikte Hollanda Türk kadın örgütlerinin faaliyetleri sona erdi.
Bağımsız Kadın STK'ları: Geleceğe Umut Işığı
Var olan az sayıda bağımsız STK, özellikle büyük şehirlerde faaliyet gösteriyor. Bu kuruluşlar desteklenmeli ve gelecekte göçmen kadınların Hollanda toplumunda sağlam bir geleceğe sahip olması için çalışmalar yapmalıdır.
Emancipatie ve Bağımsızlık: Kadınların Önündeki Uzun Yol
Hollanda'da kadınların gelişmesi ve bağımsız bireyler olarak toplumda yer alması için uzun bir yol var. Bu yol, 60 yıl önce Atatürk tarafından Türkiye Cumhuriyeti'ne bahşedilen seçme ve seçilme hakkının da değerini anlamak ve bu hakları savunmakla başlıyor.
Birlikte Çalışma ve Başarıya Ulaşma
Hollanda toplumuna katılım, entegrasyon, uyum, akültürasyon ve asimilasyon sürecinde Hollanda STK'larına ve politikalarına katılan kadınların başarısı çok önemli. Bu başarı, çok kültürlü bir katılım toplumunda (participatie samenleving) sağlanabilir.
Saygılarımla,