Türk Göçmenlerinin Hollanda’daki 100 Yıllık Yalnızlığı


  • Kayıt: 29.09.2024 10:34:57 Güncelleme: 29.09.2024 10:35:37

Türk Göçmenlerinin Hollanda’daki 100 Yıllık Yalnızlığı

Nejat SUCU

Hollanda’da yaşayanların %9’u kendilerini kalıcı ve uzun süreli yalnız hissediyor. Bu yalnızlık, ailesi ve akrabası olmayan, Hollandalılar gibi gönüllü uğraşları bulunmayan fakir Türk göçmenlerinde daha da yüksek. Son aylarda 9 bin kişi ile yapılan bir araştırmada, Türk ve diğer göçmenlerde bu oran %20’yi geçiyor. Hollanda’daki 50 yıllık geçmişimizi her yıl iki kat sayıyorum.

Yalnızlığı Etkileyen Faktörler

Hollanda’da yaşayan çocuklar ve gelinler, kayınvalideleri ve kayınbabaları ile birlikte ikamet etmek istemiyorlar.

Anne-baba ile ilgilenme ve bakım konusunda Türkiye’deki gibi çevre baskısı ve toplumsal değerler etkili değil. Anadolu’da sıkça duyduğumuz “Ben o hanımın kızını oğluma almam, o hanım kendi kayınvalidesine bakmadı” gibi toplumsal zorunluluklar, Hollanda’da bulunmamaktadır.

Avrupa’da çekirdek ailenin 24 saat ekonomiye katılımı, hobileri, tatilleri ve jenerasyon farkları, aile içi bir arada yaşamayı engelleyici faktörler arasında yer alıyor.

Gurbet hayatının getirdiği zorluklar, yaşanılan ülkenin dilini ve kültürünü bilmemek, o ülkeden keyif almamak, yalnızlığı artırıyor.

Hollanda’da yaşamaya mecbur hissetme, Hollandalıları ve komşularını sevmeme duygusu yaygın.

Yaşlanmanın getirdiği bedensel ve ruhsal sağlık sorunları, mevcut yalnızlığı daha da kalıcı hale getiriyor.

Eşlerini kaybeden yaşlı Türk kadın göçmenler genellikle yeniden evlenmiyor, erkekler ise kendilerine uygun bir eş bulmakta zorlanıyor.

Türkiye’de uzun süreli kalmak da bir başka yalnızlık anlamına geliyor; çünkü çocuklar ve torunlar Hollanda’da yaşıyor, memleketteki yaşıtları ise ya büyük şehre ya da öbür dünyaya göç etmiş durumda.

“Tam anlamıyla Hollanda’da yabancı, Türkiye’de Almancı” olmak, seçmedikleri bir sosyal gruba ait olmanın ve hiçbir yere tam olarak ait olamamanın getirdiği yalnızlık duygusunu artırıyor.

Olumlu Yönlerimiz

Buna rağmen, Hollanda’daki Türk göçmenleri genelde küçük şehirlerde ikamet ediyor ve insanlar birbirlerini tanıdığı için sosyal ilişkiler devam ediyor.

Gelinen şehir, bölge, kasaba, köy ve hemşehrilik ilişkileri bu bağları güçlendirmeye devam ediyor.

Hollanda’daki dernek binaları, 250’den fazla cami ve kantinleri, ayrıca Türk kahvelerini ziyaret eden insanlar, yalnızlığa bir nebze de olsa merhem oluyor.

Hollanda’daki inanç grupları, doğumdan ölüme kadar uzanan sosyal, ticari ve akraba ilişkilerini devam ettiriyor.

Hollanda hükümeti, bölgesel ve şehir yönetimlerinin sağladığı olanaklar ve özel yardımlardan yeterince faydalanabiliyor muyuz? Hayır…

Proje Geliştirme ve Yürütme

Yalnızlığa karşı, Türk vakıfları, kurumları ve dernekleri mücadele etmek için projeler ve çalışmalar organize etmelidir. Eğer yeni projeler ve çalışmalar hayata geçirilmezse, yalnızlık bugünkünden daha da fazla olacaktır. Yalnızlık ve tek başına yaşamanın ömrü 8 yıl kısalttığını öğreniyoruz.

Hollanda Şehir ve Halk Lokantaları (Stad en Volksrestaurants)

Türkiye’de son günlerde sosyal dayanışmanın en güzel örneği olan, ucuz, temiz ve sağlıklı bir öğün sunan şehir ve halk lokantaları oldukça yaygınlaştı. Ben bunun Hollanda modelinin uygulanması halinde, Hollanda’da yaşayan herkes için en güzel sosyal katılım faaliyetlerinden biri olacağına inanıyorum (Sociale activering en tegen sociale uitsluiting).

Yalnızlıklardan uzak, hep birlikte olmak ve mutlu gönüllerle dolmak dileğiyle, hoşça kalın.