2025 yılına bir aydan az zaman kaldı. Dünyamız, yerküremiz; Ortadoğu, Uzakdoğu, Asya, Afrika ve Latin Amerika birer kan gölüne dönmüş durumda. İnsanoğlu, sahip olduğu değerlerin kıymetini bilerek, karşı cinsiyetiyle ve farklılıklarıyla barış içinde yaşamayı bir türlü öğrenemiyor.
Yıllar önce Göre Çayı saf, berrak ve temiz akardı. Susadığımızda suyunu içer, sabah çayın kenarına otururduk. Ancak, aynı zamanda 4-5 katlı apartmanlar ve villalar yapıp, sonra da bir şekilde bu güzelim şehirleri yıkıp yok ederek evlerimize dönerdik.
Ne yazık ki insanoğlu çocukken oynadığı o yıkıp bozma oyunlarını büyüyünce de devam ettiriyor. Şehirlerini yıkıp yakarak milyonlarca insanın ölümüne, çocukların yetim, eşlerin dul kalmasına ve nice insanın gurbet ellerde bir lokma ekmeğe muhtaç hale gelmesine neden oluyor.
Teknolojik gelişmeler insanın mutluluğu ve refahı için olmalıdır. Ancak son yıllarda bu gelişmeler, insan yaşamını kaliteli ve uzun ömürlü kılarken, aynı zamanda milyonlarca insanın ölümüne sebep olmuştur. Bir incir çekirdeğini doldurmayacak sebeplerle nice medeniyetler yok olmuş ve olmaya da devam etmektedir.
“Ana gibi yar, Bağdat gibi diyar olmaz” denmiş. Bugün Bağdat’ın hali içler acısı değil midir? Peki, bu duruma neden olan bizden başkası mı?
Televizyon dizilerine bir bakalım: Şiddet ve silah içermeyen bir dizi bulmak mümkün mü? Aile içi şiddet, namus ve töre cinayetleri üzerine bol bol salon toplantıları düzenliyoruz, İstiklal Caddesi’nde mitingler yapıyoruz. Ama sorunların çözümünün, değişimden ve kayıtsız şartsız silaha karşı durmaktan geçtiğini kabul etmekte zorlanıyoruz.
Gelecek yıllar pek umut vaat etmiyor. Öyle ki, aş, iş, istihdam ve konut olmayan dünyamızda, €700 milyar gibi devasa bir bütçe silahlanmaya ve satışına ayrılıyor. Büyüklerimizin dediği gibi, silah satılır ve satın alınır, çünkü kullanılmak içindir. Ancak biliyor musunuz, €700 milyarlık silahın kullanımı sonucunda meydana gelen can, mal ve mülk kaybı tam 10 katı, yani €7 trilyon (7 bilyon).
2025 yılına silahsız, kavgasız ve savaşsız bir başlangıç dileğiyle…