Senin Yalanın Batsın Emi, Hollanda?


  • Kayıt: 05.12.2024 16:20:42 Güncelleme: 05.12.2024 16:20:42

Senin Yalanın Batsın Emi, Hollanda?

Nejat Sucu

Yalan her ne kadar sevimsiz, istenmeyen ve hoş karşılanmayan bir durum olsa da, toplumumuzda vazgeçilmez bir olgu ve gereklilik haline gelmiştir. Bazen bilerek, bazen bilmeyerek yalana başvurmak gayet doğal kabul edilebilir. Çoğu zaman yalanı, toplumsal ilişkiler, varsıllık ya da fakirlik belirler.

Özellikle köy odalarında, insanlar bir araya gelir, eğlenmek ve gülmek için çeşitli hikâyeler anlatırlardı. Köy odaları, sosyal ve toplumsal ilişkinin en üst düzeyde yaşandığı buluşma yerleriydi (ontmoetingskamer). Her köyde ya da kasabada yalanı güzel bir hikâye gibi anlatan ve onu yalan olduğunu bile bile dinleyen, gülen ve eğlenen Anadolu köylüleri bulunurdu. O zamanlar televizyon yoktu. Yalanı mizahi bir şekilde anlatan sevimli hokkabazlar vardı.

“Bizim kara tavuk bir yumurta yumurtlamış efendim! Ahırın kapısı bir türlü açılmadı. Biz de komşularla kapıyı zorlayarak açtık. Yumurtayı bizim Mevlüt yedi, kara köpek yedi, biz yedik, komşular yedi ve geriye kalanını da Hisar’ın dibindeki evden döktük. (Eski Göre) Göre Çayı’na kadar aktı gitti.”

Hiç yalan söylemedim demeyin! Toplumsal ilişkilerde, ailede ve insan ilişkilerinde birden çok nedenle, gerekli ya da gereksiz pek çok yalanımız yok mu? Elbette var. Ancak, toplumu olumsuz etkileyen, birlik ve dirliğimize zarar veren yalanları kabul etmek ya da onaylamak kesinlikle doğru değildir.

Gelelim Hollanda Yalanına…

Ne kadar doğru bilinmez, ama güvenilir bir kurum olan CBS (Merkezi İstatistik Bürosu)’nin araştırmasına göre; son yıllarda gençlerin cinsel faaliyetlerinde azalma görülürken, 55–75 yaş arası Hollandalıların cinsel faaliyet oranı 2014’te %16 iken, 2022’de %27’ye yükselmiş. Ankete katılanların %25’i ise bu soruları yanıtlamamış. İnsanların en çok yalan söyleyebileceği konulardan biri de cinselliktir.

Cinsellik, bireysel olduğu kadar; tabu, kültür, adet, gelenek, eğitim, etnik köken, yetiştirilme tarzı, inanç ve bölgesel faktörlerden etkilenir. Ancak yalan mı, gerçek mi olduğu kimseyi ilgilendirmez.

Ataerkil aile sisteminde erkekler genelde kadınlardan bir kat üstün olarak kabul edilir ve bu üstünlüklerini göstermek adına başarılarını olduğundan büyük göstermek zorunda kalabilirler. Bu durum, cinsellikte de erkek üstünlüğü fikrini besler. Ancak, cinsellik bireysel duygu, istek, arzu ve şartların insani bir birikimidir.

Cinsellik aynı zamanda, bir cinsin diğerine baskı, hegemonya ve üstünlük kurma aracı olabilir. Bu durum, doğal gibi görünse de zamanla aile içindeki ilişkilerde sorunlara yol açar ve uzun süreli birliktelikleri zorlaştırır.

Doğru Açıdan Değerlendirdiğimizde…

Sağlıklı beslenen, gelir düzeyi yüksek olan ve sosyal devletin güvencesi altında yaşayan bireylerde; sağlık, duygu ve sevgi bağlarının güçlü olması son derece doğaldır. Kaliteli bir yaşam, bilinçli bir toplum ve üretken bireylerle toplumsal huzur ve güven ortamı oluşturulabilir.

Saygı ve sevgilerle,