Çok Renkli Bir Hollanda Toplumunda, Azınlıkların Politik Oluşumu Nasıl Olmalıdır?


  • Kayıt: 18.12.2024 07:41:31 Güncelleme: 18.12.2024 07:42:07

Çok Renkli Bir Hollanda Toplumunda, Azınlıkların Politik Oluşumu Nasıl Olmalıdır?

Nejat Mustafa Sucu

Geçmiş yıllara göre bazı çalışmalar, politik katılımı daha da zorlaştırabiliyor. Almelo ve Hollanda’da yaşayan Türk toplumu, kabuk değiştirerek kendi kimlik, değerleri, inançları ve dinamikleri ile uyumunu gerçekleştirme ve geleceğini inşa etme çabasında. Giderken, gelirken ve bazen yolumuzun yönünü memlekete, memleketten çok çok hoş ve rahat edebileceğimiz Akdeniz, Ege ve Karadeniz sahillerine çevirmekteyiz.

Hollanda ne ilk ne de son durak?

Bir türlü vazgeçemeyeceğimiz, hayal kırıklığına uğrasak, küssük de bir tilkinin dönüp dolaşıp geleceği kürkçü dükkanı gibi, yine son mu, ikinci vatan mı deriz; dönüp dolaşıp geleceğimiz yer Hollanda Krallığı, Nederland.

Birden fazla renklilik zenginliktir

Politik, sosyal, kültürel, sanal, iş ve her sektörde birden fazla çeşitliliğin olması, üreten ve artı değere sahip olan toplumlar için zenginliktir. Kendi kendine yetebilen ve artısı çok; kültürlü, eğitimli, dilli, bilgi ve beceriyle dopdolu bir toplumda verimlilik, zenginlik ve barış oluşur. Tabii ki eşdeğerde = mutluluktur.

Alçakgönüllü ve seviyeli olmak

Politikayı alçakgönüllü, seviyeli ve ulaşılabilir yaptıktan sonra yolun yarışını katetmiş ve işimizin zor kısmını da başarmış sayabiliriz. Devlet yönetimi, sahip olunan salt çoğunlukla tüm halkı, muhalifi, oy vereni ve vermeyeni kucaklayabilmektir.

Politik oluşum ve temsil

Almelo’da bir türlü gerçekleşmeyen bulmacada yerine konması gereken bir taş mı deriz, entegrasyon mu deriz, en güzeli var olan kendi kurumlarını kurmak, güvenli ve kendi geleceğini inşa etmede gerekli olan toplumsal dinamiklerde eksik olan bir direk (verzuiling ve politik temsil) gerekliydi.

Hollanda toplumu ile ortak, hep beraber politik entegrasyonu ve katılımı savunduk ama kendi ayaklarımızın üzerinde durarak, kendi politik temsilimizi gerekirse zorlayarak hak edilen temsilin, 18 Mart 2026 yılında yapılacak Almelo Belediye Meclisi seçimlerinde kendi oluşum ve partimizle katılmak gerek. Zaman ve şartlar olgunlaşmaya başladı. Artık politik meyve olgunlaştı, bir ham meyve gibi boğazımıza durmaz.

Denemek ve yeniden yeniden denemekten başka çaremiz yok.

Olmayanı satamazsınız

Atasözlerimiz ne kadar güzel: “Olmayanı satamazsın, dökme suyla değirmen dönmez, dibekte su dövmek” gibi.

Politika, birikim, tecrübe ve hizmet aşkı isteyen bir toplum hizmetidir. Kendi kendini zenginleştirmekten önce, kendi kazancından ve ekmeğini paylaşabiliyorsan o zaman politikacı olma yolunda olduğumuzu söyleyebiliriz. Politika, zengin olmak ve kar sağlamak için değil, hizmet ve toplumsal var oluş içindir. Almelo ve Hollanda’da da bu böyledir.

Azınlıkların hak ve helali benimkinden daha fazla olmalı.

Size oy vermemiş olabilir, sizinle aynı düşüncede olmayabilir, sizin gibi de inanmayabilir ve bizim kalıplarımıza uygun bir yaşamı da olmayabilir. Bazen siyah, kızıl, sarışın ve beyaz da olabilir. Fark etmez, önemli olan o insanlık ve politik değerleri yakalayabilmektir.

Benim azınlığım, göçmenim, mülteci, siyahım, Romenim ve yabancım (Mijn minderheid, migranten, Roma/Sinti ve vreemdeling) en az benim kadar, gerekirse benden daha fazla hak ve helale sahip olmalıdır. O zaman, o kişi, o toplum ve o devlet adına bize emanet edilen yüce yönetim, hak, erdem ve adaletle yoğrulan kutsal bir sorumluluktur.

Görevli olunan (mandaat gekregen) ve belirli bir süre hak ve adaletle yürütülen hizmetin tadı başka olur.

Gelin biraz düşünelim

Neden bu kadar kutuplaşarak birbirimizin yaşamlarını zehir zıkkım kılmaktayız? Değer vermediğimiz ilişkileri, hak edilen bir seviyede tutarak zarar ve ziyanı en aza indirmek mümkün.

Güzel günler dileğimle, hoş ve güzel kalın.