Türklerin Hollanda’daki Gücü ve Bitmeyen Hikâyemiz Göç Olgusu: Yaşamı Değiştiren Büyük Adım


  • Kayıt: 28.12.2024 11:38:33 Güncelleme: 28.12.2024 11:39:26

Türklerin Hollanda’daki Gücü ve Bitmeyen Hikâyemiz

Göç Olgusu: Yaşamı Değiştiren Büyük Adım

Nejat Sucu

Göç, insan hayatını derinden etkileyen en önemli değişimlerden biridir. Köklerinden kopmak, anadan, yardan ayrılmak, bilinmeyen bir yerde yeni bir yaşam kurmaya çalışmak, her zaman zor, acı, komik ve trajik sonuçlar doğurabilen bir süreçtir. Göç, insanlık tarihi boyunca süregelen ve gelecekte de devam edecek bir olgudur.

Diaspora’da Yaşam Her Zaman Olumsuz Değildir

Göçün sadece olumsuz yönlerine odaklanmamak gerekir. Şehirleşmeyle (urbanizasyon) birlikte bilgiye ve eğitime erişim imkanları genişledi. Kapitalist sistem, köken, mezhep, boy ya da ten rengi gibi ayrımcılık unsurlarını dikkate almadan, ne öğrendiğinize ve ne üretebileceğinize odaklanır. Bu da göçmenlere yeni fırsatlar sunar.

Köy Muhtarlığından Belediye Başkanlığına

Hollanda’da işçi göçünün 60. yılını geride bıraktık. Zorlukların yanında başarı hikayeleriyle dolu bir süreç yaşadık. Örneğin, Kırşehir’in bir köyünde muhtar olan Ahmet ağabeyin çocuklarının üniversite eğitimlerini tamamlayarak birinin Nijmegen Belediye Başkan Yardımcısı olduğunu görmek gurur vericidir. Hollanda’nın birçok şehrinde, Türk kökenli doktorlar, avukatlar, yöneticiler ve iş insanları görmek artık sıradan bir durum.

Gurbet: Yeni Bir Acı Vatan mı?

Hollanda, 500 bin Türk için yeni bir vatan haline geldi. Ancak bu yeni vatanın da zorlukları var. Türk gençlerinin %10’u işsiz, çocukların %15’i fakirlik içinde büyüyor. Türklerin bir kısmı Hollanda’da yaşamaktan memnun değil. Mutluluğun bir sanat ve yaşam biçimi olduğunu düşünürsek, Hollanda’da mutlu olamayanları Türkiye’de mutlu edebilir miyiz, bu da ayrı bir soru işareti.

Geri Dönüş ve Hayal Kırıklıkları

Türkiye’ye dönerken kalbimizin bir yarısını Hollanda’da bırakıyoruz. Ancak dönenlerin bir kısmı hayal kırıklığıyla karşılaşıyor. “Benim bıraktığım köy, o köy değil” ya da “O şehir insanları aynı değil” gibi serzenişler sıklıkla duyuluyor. Geri dönüşü mümkün olmayanlar ise tükenmiş umutlarla Hollanda’da mutsuz bir yaşam sürdürmeye çalışıyor. Bu tükenmişlik, ilk nesilde erken yaşta demans vakalarını artırıyor.

Toplumun Beklentileri ve Zorluklar

Hollanda toplumu, anlam verilemeyen bir ilgi ve alaka talep ediyor. Bu, bilinmeyen beklentilere cevap aramayı zorlaştırıyor. Türkiye’ye geri dönenler ise köyden kente göç ve bireyselleşen yaşam tarzı gibi değişimlere ayak uydurmakta zorlanıyor.

Göç, göçmenlik ve Anadolu’ya dönüş hikâyeleri, önümüzdeki yüzyılda da bizi meşgul etmeye devam edecek. Bu süreçlerin yeni umut, heyecan ve mutluluk kaynağı olmasını diliyorum.

Gurbetten sevgilerimle,