Hollanda devletinin borçları (Overheidsschuld / Staatsschuld), beklenen tahminlerin aksine, son 50 yılın en düşük seviyesinde seyretmekte. Korona pandemisinin giderleriyle artan devlet borçları, son yıllarda gayrisafi milli hasılanın (GSMH / Bruto Binnenlands Product - BBP) %54’üne kadar yükselmişti. Ancak geçen yıllarda harcanmayan bütçeler, vergiler ve ekstra gelirlerle bu oran, 2024 yılında %42,2’ye kadar düşmüş bulunuyor.
27 Avrupa Birliği ülkesinden en düşük devlet borcuna sahip olan Hollanda, diğer Avrupa Birliği ülkeleriyle yapılan anlaşmaya göre belirlenen %60 sınırının oldukça altında yer almakta.
Hollanda’nın toplam devlet borçları, Ocak 2025 itibariyle 460 milyar Euro olarak hesaplanmakta. 2025 yılında gayrisafi milli hasılada büyümenin devam etmesi bekleniyor. Tahmini olarak, gayrisafi milli hasılanın 2025 yılında 1 trilyon 116,3 milyar Euro, 2026 yılında 1 trilyon 116,8 milyar Euro, 2027 yılında 1 trilyon 207,2 milyar Euro, 2028 yılında ise 1 trilyon 250,7 milyar Euro olarak gerçekleşmesi öngörülüyor (1 trilyon = 1000 milyar Euro).
Halkın Boğazından Kısan Hükümet
Yeni Hollanda kabinesi, halkın temel ihtiyaçlarından kısıntıya giderek devlet borçlarının azaltıldığını görmekteyiz. Devlet borçlarının kapatılmasına ayrılan bütçe, 18 milyon 41 bin 576 kişinin yaşadığı Hollanda’da, borçların kapatılması yerine her vatandaşa gelir ve geçim yardımı (inkomencompensatie) olarak dağıtılsaydı kişi başına 1500 Euro düşüyordu. Bugün ise Hollanda’da milyonlarca emekli, ödenek alan birey, öğrenci ve çalışan kaliteli gıdaya ulaşmakta güçlük çekmekte ve “gıda fakirliği” (voedselarmoede) yaşamaktadır.
Tok Olan Aç Olanın Halinden Anlamazmış
Sosyal devlet her yıl 115 milyar Euro destek verse de, fakir ve aç olana yardım etmek adına birçok program yürütse de, maalesef “karnı tok olan, karnı aç olanın halinden anlamazmış” sözü geçerliliğini koruyor. Bugün yeryüzünde açlık, fakirlik ve yokluk sorunlarına çözüm bulunması mümkün olsa da, küresel kapitalizmin ve emperyalizmin farklı politik ve ekonomik tercihleri bu sorunların çözülmesini engelliyor.
Savaşlar için her yıl harcanan silah satışlarının durdurulması ve bu kaynakların eğitim, sağlık, açlık ve fakirlik sorunlarına ayrılması, bu meseleleri kökten çözebilir. Ancak mevcut sistemler, bu alternatifleri değerlendirmiyor.
Toprak Ana Bizlere Küsmüş Mü?
Bir insanı bir ömür boyu hor kullanırsak, o kişinin hakkını helal etmemesi gibi, Toprak Ana da hakkını helal etmez. Ona zarar verdiğimizde, onun küskünlüğünü hissetmemek mümkün değildir. Bu durumda, “bir ömür boyu omzumuzun düşük olması” anlamına gelmez mi?
Sevgilerimle,
