Sakın yanlış anlaşılmasın; sözüm işini ve politik görevini ehilce ve uzmanlıkla yapanlara değil. Asıl sözüm, 1986 yılında başlayan pasif ve aktif politik geçmişimizde (actief en passief kiesrecht), başladığımız amatör siyaset kümesinden bir türlü çıkamamış olmamıza.
2000’li yıllara kadar politik yaşantımızda sorunların tespiti, çözümü ve politik görevlerde yetkili ve etkili olma yolunda gözle görülür bir gelişme kaydetmiş, nitelik ve nicelik açısından artış sağlamıştık. Ancak, amatör politik kümeden kurtulmak üzereyiz derken, sahip olduğumuz nitelikli politikacıları da kaybettik.
Yerine Yetişmiyor
Eğer bir Hollandalı gibi siyaset yapacaksan, o Türk – Müslüman – Hollandalı politikacı bana ne fayda sağlar? Göçmen kökenli bir politikacı, bir göçmen siyasetçi olarak topluma artı bir değer katmalı (meer toegevoegde waarde). Ne yazık ki, göçmen politikacıları, bir süre sonra kendilerini özel sanmaya başlıyor ve oylarını aldıkları, desteğini kazandıkları göçmen seçmenlerini unutuyorlar.
Efendilerin Umurunda Değil
Hollanda politik kültüründe büyük hesaplar yapan partiler son yıllarda temsilde küçüldüler. Bu küçülmeyle birlikte, PvdA ve CDA gibi büyük partilerde, Türk göçmenlerin temsili neredeyse yok denecek kadar azaldı. Şehir, bölge ve ülke yönetimlerinde, nitelikli temsili oranlar %500’e varan bir azalma gösterdi.
Son Yılların Temsilinde Sembol ve Şekil Politikaları
Kendini kabul edilmediğini hisseden Türk seçmen, geleneksel Hollanda politikalarından koparak yeni oluşumlara yöneldi. Ancak bu yeni partiler, inanç ve etnik köken üzerinden siyaset yaparak, seçmenlerini
