Hollanda Diasporasında Özlemlerimiz ve Hayallerimizi Yazmak


  • Kayıt: 28.01.2025 07:46:53 Güncelleme: 28.01.2025 07:47:17

Hollanda Diasporasında Özlemlerimiz ve Hayallerimizi Yazmak

Nejat SUCU

Çok kez kendime sormuşumdur: “Ben ütopyacı, hayalci ve gerçeklerden uzak biri miyim?” Aslında bu, bireyin kişisel gelişimi ve olgunlaşması için yapması gereken; olgunlaşmaya ve aydınlanmaya giden yolda gerekli olan su ve erzak gibidir: gelecek, hayal ve özlemlerimiz.

Geçmişe özlem duymadan ve geleceği hayal etmeden, geçmişten geleceğe köprü kurabilmek ve yazabilmek o kadar da kolay olmasa gerek. Geçmişi yeterince yaşayıp (6/voldoende) anlamak ve geleceğe yeni umutlarla, heyecanlarla ilerlemeyi denemek çok önemlidir.

“Var olanla, sahip olduklarımızla tatmin olmak ve daha güzeli için 24 saat çalışmak.”

Bazen bir konu üzerine düşünürsünüz, ama bir türlü kafanızda, belleğinizde veya zihninizde cevabını bulup olgunlaştıramazsınız. Beyinde olgunlaşmayan düşünce, plan ve projeyi kağıda dökmek de zorlaşır.

Uzun bir süre bekler ve ertelersiniz, ancak günlerden bir gün, gece yarısı saat 03.00’te bir fikir gelir aklınıza ve mutlaka kalkıp yazma gereği hissedersiniz. Yazmadığınızda, o anlık bazı püf noktalarını kaçırabilirsiniz.

“Yazı kalır, söz uçar” (Wie schrijft, die blijft).

Yazmak ve kağıda dökmek, belirli bir sistem içinde ya da dağınık, kuralsız ve hatalarınızla birlikte yapılabilir. Ancak bu süreç, kalıcı olmanın ve verilen üründen meyve gibi sonuç almanın en güzel aracıdır.

Uzun yıllar sonra yazdıklarınızı tekrar kullanabilirsiniz. Ancak bazen de doğru bildiklerinizin soyutlaştığını (abstract) veya bilinmezlerin artık bilindiğini görür ve yazının kullanma süresinin dolduğunu fark edersiniz.

Bu yüzden, zamanında yazmak ve yazılanı yayınlamak çok önemlidir. Bunun yanı sıra, faydalı ve gerekli olanı insanlara ulaştırmak gerekir. Kabul etmek gerek ki, bir yemeğin, bir gıdanın veya bir meyve ve sebzenin kullanım tarihi (houdbaarheid tot) olduğu gibi, yazının da tazeliği vardır.

İnsanın ise kullanım tarihi yoktur…

Elbette insanı, tüketilen gıdaların kullanım tarihine benzetmek doğru olmaz. Ancak kendini değiştiren, geliştiren ve faydalı hale getiren insan, bu anlamda bir istisnadır. Bunu, Batı Avrupa ülkesi Hollanda’da yaş ilerledikçe çeşitli hizmetlerde görmek mümkündür.

Hollanda’da 1200 Yel Değirmeni

1900’lü yıllarda Hollanda’da 12 binin üzerinde yel değirmeni (windmolens) bulunuyordu. Bugün ise geriye kalan 1200 yel değirmeni, gönüllü bireylerin kurduğu vakıflar tarafından korunmakta, tamir edilmekte ve ziyaret günlerinde çarkları dönmektedir.

Bu gönüllüler, ileri yaşlarına rağmen toplumun antik ve kültürel değerlerini koruyabilmek için çaba göstermekte, gerektiğinde kendi ceplerinden maddi katkı yapmaktadırlar. Hollanda devleti de bu hizmeti teşvik etmek için yılda toplam brüt 2100 euro değerinde bir ödeme (vrijwilligersvergoeding) yapmaktadır. Bu ödeme, gönüllü hizmet verenlerin gelir olarak sayılmamakta ve vergiden muaf tutulmaktadır.

Sevgi ve Saygılarımla.