Hollanda’da İfade Özgürlüğü ve Özgür Yaşamın Aslı Nedir?


  • Kayıt: 08.05.2025 10:46:06 Güncelleme: 08.05.2025 10:46:06

Hollanda’da İfade Özgürlüğü ve Özgür Yaşamın Aslı Nedir?

Nejat SUCU

Recht om vrij je mening te uiten, voorwaarde voor democratische samenleving” — “İfade özgürlüğü hakkına sahip olmak, demokratik toplumların en temel şartı ve değeridir.”

Hayal gibi de olsa, ütopya da desek, özgür yaşam her zaman güzeldir. Öyle olmasaydı, 2023 yılında neden Hollanda’ya 402 bin yeni göçmen ve mülteci yerleşmiş olsun?
Ne zaman göçmenlerin yaşamlarında inanç, özgür yaşam ve hoş karşılanmayan yeni Hollanda politikaları devreye girdiyse, işte o zaman göç ve göçmen sayılarında ciddi bir azalma görülmeye başlandı.

Belli ki, yaşamım boyunca — feodal değerlerden ve önyargılardan uzak, temel ifade ve yaşam özgürlüğü çerçevesinde — 45 yılımı, kendim de kabul ederek, kısmen de olsa kültürel ve insani değerleri koruyarak, abartıdan uzak bir hayat sürmeye çalıştım.

Yasaların Gücü ve Yaptırımı Nedir?

Hollanda toplumunda yasalar, yaptırım gücü ve caydırıcılığı olan kurallar aracılığıyla, insanların uyum (harmoni) içinde yaşamasını hedefler.
Bireysel özgürlük ve kendini ifade etme hakkı, elbette başkalarına hakaret etme ya da onların özgürlük ve yaşam alanlarını kısıtlama hakkı anlamına gelmez.

Kendini ve Toplumu İfade Hakkı

Sosyal ve toplumsal ilişkilerimizden, günlük yaşam pratiklerimize kadar ifade özgürlüğü; bireysel ve toplumsal gelişim için son derece önemlidir.

“Benim özgürlüğüm, senin özgürlüğünü sınırladığı yerde biter.” anlayışıyla yaşamaya çalışırsak, daha barışçıl ve uyumlu bir toplum oluşmaz mı?

Nereden Nereye?

Geçmişte, dedelerimizden ve köylülerimizden gördük, duyduk. Göre’nin verimli topraklarında ekim ve dikim yapılırken komşu bahçenin sınırlarına ve hakkına saygı gösterilirdi.
Sarı Yaprak Bağları’nda, dağda ve samanlıklarda, o anlık yenen kayısı ya da üzüm için bile, daha sonra sahibi aranır ve rızası alınırdı.
Bağ bozumunda bir iki çubuğun kesilmeden bırakıldığına tanık oldum. “Bu kalan üzüm çubukları bekçi, avcı, kurt ve kuşlar içindir” denirdi.
Toprakta hakkı olmayanı almamayı benimsemiş bir toplumdan, bugün geldiğimiz noktaya bir bakın. Bir de siz düşünün.

Mal ve Mülk Sevdası

Geleceğe güveni olmayan, gelecekten korkan toplumlarda biriktirme eğilimi çok daha fazladır. Bu, Hollanda’da ve Türkiye’de de gözlemlenebilir.
Örneğin, Hollanda’da Korona krizi sırasında marketlerde un bulunamıyordu. İnsanlar, aç kalma korkusuyla evlerine yüzlerce kilo un depolamıştı (Hamsteren). Bu durum, özellikle ilk nesil Türk göçmenlerde ve İkinci Dünya Savaşı’nı yaşamış Hollandalılarda yaygın bir “aç kalma korkusuna karşı tedbir” alışkanlığıdır.

Altın, altın hesabı ve özellikle döviz mevduat birikimi bakımından Türkiye genelinde Aksaray birinci sırada; Nevşehir ise ikinci veya üçüncü sıradadır.
Bu iller muhafazakâr yapılarıyla bilinir. Artı değerin yatırıma ve üretime dönüşmemesi, o şehirlerin geleceği açısından olumlu bir durum değildir.
Öte yandan, 2.800 dünya milyarderinin, dünya servetinin %60’ına sahip olması da ne etik ne de adaletlidir.