Avrupa'daki işletmecilere altın tavsiyeler


  • Kayıt: 06.01.2017 07:55:00 Güncelleme: 20.12.2020 13:01:12

Ünlü Gurme ve Restoran işletmeciliğinin kitabını yazan Ramazan Bingöl, Avrupa'daki Türk mutfağını ve gurbetçiler için işletmecilikte başarıya giden yolları  değerlendirdi.


Sektörde başarı üstüne başarıya imza atan Ramazan Bingöl'den altın tavsiyeler...


 

AVRUPADA TÜRK MUTFAĞI


Dünyanın en iyi mutfağından birisi olan mutfağımız Dünya'da ve Avrupa'da hak ettiği yere bir türlü gelemedi. Dönerimizin Avrupa'da çok revaçta olduğunu hemen hemen birçok yemeğin de önüne geçtiğini hepimiz duymuşuzdur.


Ancak Türk mutfağı sadece dönerden ibaret değil ve kaldı ki oralarda yapılan dönerin ne kadar aslına uygun olduğu da tartışılır. Bu yüzden asli görevimiz arasında kişisel çıkarlarımız, kazancımızı düşünmek kadar kültürümüzü doğru icra etmekte olmalı.


GELENEKSEL MOTİFLERE YER VERMELİYİZ


Söz konusu tanıtma olduğunda ve konuya bu açıdan baktığımızda ülkemizde olduğu kadar diğer ülkelerde de tabiri yerindeyse popüler olacak köfte, lahmacun, hünkârbeğendi gibi onlarca yemeğimiz mevcut. Bu hedefle yola çıktığımızda ülke mutfak kültürümüzü, yemeklerimizi tanıtmakla kısacası ülkemize hizmet etmekle kalmayacak ,hem de kazanç elde edeceğiz.Ancak kuracağımız ve mevcut işletmelerimizde geleneksel motiflerimizi kullanarak, lezzetlerimiz ile örtüşmesini sağlamalı, iyi servis , iyi sunum, iyi hizmet ve lezzeti bir arada sunmalıyız.


BAŞARILI OLMANIN PÜF NOKTALARI 


Gününüzde gastronomide oldukça önem taşıyan mutfaklara baktığımızda bunun yegane sebebinin farklı tatlara açık olmakla birlikte kendi yemek kültürlerini bugüne özenle taşımaları olduğunu açıkça görebiliriz.


Bu etkili ve bir o kadarda kolay yöntemi kullanarak dünyada bilinen, tanınan ve özelliklede sevilen mutfaklardan olmamamız için bir sebep yok. Bunun için kararlılıkla, en iyisini yapabilmek için çok çalışmalıyız. Ancak şu da bir gerçek ki bu sektörde başarılı olmanın püf noktaları da mevcut. Bunlardan ilki ve belki de en önemlisi "işi bilmek". Her isteyen restoran açabilir.


Ancak sadece işi bilenler hüsrana uğramadan uzun süre varlığını devam ettirebilir . Zira bir yıl boyunca açılan kapanan restoran verilerine baktığımızda bunu açıkça görmek mümkün. Diğer önemli bir husus ise özellikle dünyada babadan oğula ya da kıza bir gelenek gibi devam eden sektörü bizlerde gençlerimize aşılamalıyız.Onlarında Türk mutfağını sahiplenmelerini, dünyanın gittiği noktaya bir an önce ulaşmayı amaçlamalarını sağlamalıyız.


HEPİMİZE GÖREV DÜŞÜYOR 


Bugün dünyanın bir çok yerinde yaşayan hemşehrilerimiz kültürün inceliklerine öncelik vererek, özellikle tarihten günümüze ulaşan yemeklerimizin püf noktalarını ve asıl tariflerini araştırarak, iyi örnekleri inceleyerek ve daha iyisini yapmaya çalışarak yola çıktıkları taktirde başarısız olma şanları yok denecek kadar az.

 

Kısacası yapmamız gereken "Emek vererek, modernleşen yöntemlerle, gelenekselliğe bağlı kalmak" hepsi bu.


RAMAZAN BİNGÖL


 

SABAH.DE / SABAH AVRUPA