15 Mart’ta seçenekler normalından daha çok


  • Kayıt: 31.01.2017 13:16:00 Güncelleme: 20.12.2020 13:01:22

15 Mart’ta seçenekler normalından daha çok


Hep işin kolayına kaçıyoruz, bir gün de olsun aynanın karşısına geçip öz eleştiri yapma cesaretini bile kendimizde bulamıyoruz. Ya aşırı tutucu olup bağnazlık ile hayat sürüyoruz, ya da adeta dalından kopmuş bir dal misali her yöne doğru savrulabiliyoruz. Bilmeden, farkına varmadan kendimizle adeta alay ediyoruz. Oysa hiç gerek yok bunlara. Değerlerden taviz vermeden zamana ve mekana göre insan tercihlerini yapabilmelidir, gelişime hep açık olmalıdır.


Hollanda’da 1986 yılında ilk defa Türk insanı yerel seçimlerde oy kullanmaya başlamıştı. Ne heyecanlı seçimdi o, halen hatırlarım. Herkes adeta heyecan içinde sandığa koşmak için sabırsızlaşıyordu. Ve adeta toplu olarak yabancılara iyi davranan partiye (PvdA) “Allah Allah” dercesine yüklenme yapılmaktaydı. Ve sonradan bu siyasi parti konusunda kitlesel olarak bir hayal kırıklığı…


Son otuz yıl içerisinde nice seçimler yapıldı; Milletvekilliğı Seçimleri, Eyalet Seçimleri, Avrupa Parlamentosu Seçimleri, Referandum vs.. Hepsinde de hatırı sayılır sayıda olan Türk seçmen kitlesi oy kullanma hakkına sahipti. Bu sefer bu seçimlerde de başka bir hayal kırıklığı yaşamıştık, 1986’daki heyecan adeta seneler içinde yok olup gitmiş gibiydi. Oy kullanan insanımızın sayısı adeta utanç verici ve her halukarda üzücüydü.


Türkler olarak bu ülkede bir azınlığız, fakat aynı zamanda Hollanda toplumunun vazgeçilmez bir parçasıyız, Hollanda’nın kaderine ortağız. Doğrudur ki azınlık olarak yönetimde etkimiz zayıftır, fakat yön vermede elimizde olan her fırsatı mutlaka değerlendirmeliyiz. Sadece kendi haklarımıza değil, toplumun bütün haklarına sahip çıkmalıyız. Nice azınlıklar var ki çoğunluktan daha etkili olabiliyor. Onun için verilen her fırsat kullanılmalı, Türk insanı OY’unu namusu olarak kabul edip değerlendirmeli.


Yukarıda bir hayal kırıklığından bahsetmiştik. Bunun yanında daha nice hayal kırıklıkları yaşandı. Bizim için en iyisi deyip topluca oy verilen PvdA yapmış olduğu faaliyetler ile hayal kırıklığına uğrattı. VVD, CDA, D66, SP; hepsinde bir hayal kırıklığı ile karşı karşıya kalındı. Ya uyum konusunda, ya Ermeni sorunu dayatmasında, ya STK’ları dışlama konusunda ya da terör örgütlerine bakışları konusunda. Açıkcası mevcut düzenin partilerinden bir hayli hayal kırıklığı yaşamıştır bizim Türk seçmeni.


Ya adı Türk deyipte oy verdiklerimizin arasından çıkanlar; toplumu beğenmeyp bizi adeta kamuoyuna şikayet edenler, terör örgütlerini alkışlayanlar, Ermeni sorununu fırsat verin “Bozkurtlara” dahi bunu anlatıp kabul ettiririm diyenler, Wilders’in su yoluna gidenler. Türkçe derslerinin okullardan kaldırılmasında, aile birleşiminde zorlaştırmaların, Türk gençliğinin adeta tamamının IŞİD’çi diye gösteren araştırmalara ve daha nice olumsuzluklara söz çıkarmayıp adeta alkış tutan Türk adı taşıdıkları için oy verdiklerimiz… Ah, ne hayal kırıklıkları yaşadı bu millet, adeta bir buhran…


Hollanda’nın kaderine ortağız. Gönül ister ki herkes mevcut siyasi partilerin tüzüklerini inceleyebilsin, yorumlayabilsin ve ona göre oyunu kullansın. Maalesef kısa zamanda bu olacak gibi değil. En azından şu yaşanılan hayal kırıklıkları bazı konularda gözümüzü açmalı. Türk milleti maalesef son yaşanan baskı ve dışlanma politikalarıyla kötü bir gündem oluşturmakta. Aşırı sağa kayan siyaset bunun kısa bir sürelik olmadığını göstermektedir. Uyum maskesi altında baskılar gittikçe artmaktadır, oysa uyumun doğru dürüst bir tarifi bile yapılmamaktadır.


Her şeye rağmen bizler pes etmemeliyiz, işin kolayına kaçıp susmamalıyız. En azından 15 Mart tarihinde yapılacak olan seçimlerde sesimizi en gür biçimde duyurmaya çalışmalıyız. Mevcut düzenin partilerini beğenmeyenler için yeterince yeni alternatifler mevcut. Belki içlerinde bizim değerlerimize saygılı, bizim gibi düşünen, ötekileştirmeye karşı savaş açmış parti ve milletvekili adayları vardır. Bu konuda belki de 15 Mart vicdanen rahatça oy kullanılabilecek bir fırsattır. Analar ne yiğitler doğurur sözünü aklımızdan çıkarmayalım.


Şu Türkiye seçimlerine göstermiş olduğumuz aşırı ilgiyi hadi gelin bu sefer vazgeçilmez bir parçası olduğumuz Hollanda’mız için gösterelim? Türkiye seçimleri sayesinde kutuplaşan milletimiz 15 Mart’ta şöyle bir bütün olarak sandıklara gitse ne güzel olur ama! Birilerine adeta bir demokrasi şamarı indirebilsek. Milletvekillerinin oluşumunda katkı sağlasak. Dedik ya bu sefer seçenekler normalından daha çok, hadi bu fırsatı değerlendirelim artık…. Hadi bu seçimler konusunda bir öz eleştiriden başlayalım.


Murat Gedik