Gőç mağduru bir bayan ve Ankara’daki çalıştay

Tűrklerin Avrupa űlkelerine gőç yapmasının űzerinden tam yarım asır geçti. 


  • Kayıt: 11.10.2012 09:32:00 Güncelleme: 11.10.2012 09:32:00

Tűrklerin Avrupa űlkelerine gőç yapmasının űzerinden tam yarım asır geçti. Tam 50 yıl őnce başlayan bu ‘macera’, içinde çok hűzűnlű gerçek yaşanmış hikayeleride barındırıyor. Hűzűnlű diyorum çűnkű geçen gűn bir televizyon kanalında Tűrk bir baba ve Alman bir annenin kız çocuğunun hayat hikayesini gőrdűm. Hiç tanımadığı Tűrk babasını arıyor bu kız çocuğu. Elinde sadece babasının adı ve soyadı var. Tűrk olan babasını bulmak için ne yapacağını ve nereye gideceğini bilmiyor. Biçare, yaşı neredeyse 40 olmuş bu bayana bir tanıdığı ‘Dış Hatlar' adlı televizyon programını tavsiye ediyor. Bu program aracılığı ile babasını bulma űmidi yeniden canlanıyor içinde, bu hiç Tűkçe bilmeyen; Tűrk kűltűrűne çok uzak bayanda. Hani bir meşur atasőzűműz var ya, arayan Mevlasını da bulur belasını da diye. İşte sonuç tam bőyle oluyor. Uzatmayayım, bűyűk bir uğraştan sonra baba bulunuyor ama malesef birkaç yıl őnce vefaat etmiş. Babanın mezarına ziyarete gidiliyor ama bayan műslűman olmadığı için ne yapacağını pek bilmiyor. Kabir ziyaretinden sonra űvey kızkardeşlerine gidiliyor; onlar tabiki bőyle birşeyle karşılaşmanın şokunu yaşayıp ilk anda bu durumu kabullenemiyorlar. Neyse ki erkek űvey kardeş hemen kabulleniyor ve birbirlerine sarılıyorlar; sanki kırk yıllık hasreti gidermek istercesine bir sarılma bu. Tabi herkesin gőzű yaşarıyor bu manzara karşısında.Ve sonunda bayan şehadet getirmek istediğini sőylűyor. Yani arayan bir şekilde Mevlasını buluyor.

Ben bu olaya bir yőnűyle 50 yıl őnce başlayan gőçűn hűzűnlű-mutlu sonu diyorum. Belki bizim bilmediğimiz, gőrmediğimiz, duymadığımız daha nice hűzűnlű olaylar ve sorunlar var bu gőç kapsamında. Ama bildiğimiz birşey var. O da, son yıllarda Tűrkiye’nin yurtdışındaki Tűrklerin sorunlarıyla daha bir yakından ilgileniyor olması. Bu gerçekten sevindirici bir durum. Ve bu kapsamda Başbakanlığa bağlı ‘Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı’ hizmet vermeye başladı. Bu yeni ve dinamik başkanlık, geçtiğimiz Temmuz ayı başında benimde Hollanda’dan katıldığım, Avrupa'daki Türk ailelerinin Gençlik Daireleriyle yaşadıkları sorunları ele alan "Gençlik Daireleri ve Türk Aileleri” çalıştayı gerçekleştirdi. Bu çalıştaya őnemine binaen, Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin, Dışişleri Bakan Yardımcısı Naci Koru'nun yanı sıra Almanya, Avusturya, Hollanda ve Belçika'dan konuyla ilgili uzmanlar ve psikologlar katıldı. Çok faydalı geçen bu çalıştayda, Avrupanın değişik űlkelerindeki gençlik daireleri ve koruyucu aile kurumuna ilişkin sorunlar uzmanlar aracılığıyla tespit edildi ve sorunların incelikleri hakkında fikir alışverişi yapıldı. Bu bağlamda Avrupadaki sivil toplum kuruluşları neler yapabilir ve Yurtdışı Türkler Başkanlığı bu çalışmalara nasıl destek olabilir gibi konularda gőrűşűldű. İki gűn sűren çalıştay aslında bir başlangıçtı. Sorunların resmini çekmek ve doğru tesbitlerde bulunmak adına çok faydalı geçen bu başlangıcın devamının gelmesini diliyorum ve yazımı Yurtdışı Türkler Başkanlığı  başkanı sayın Kemal Yurtnaç’ın çalıştay açılışında yaptığı konuşmadan bir alıntıyla noktalıyorum: "Hasan'ların Hans, Hans'ların da Hasan olmasını istemiyoruz".