Hollanda’nın İnsan Hakları Karnesi Kırıklarla Dolu!..


  • Kayıt: 20.11.2019 22:18:00 Güncelleme: 20.12.2020 13:08:29

Hollanda’nın İnsan Hakları Karnesi Kırıklarla Dolu!..

 

Uzun yıllar Hollanda’da aile toplumun temel taşı olarak “Het gezin iş de hoeksteen van de samenleving“ olarak bilinirdi. Bizde böyle inandırıldık. Geçmiş yıllarda Hollanda Hristiyan Demokratlar Birliği CDA, her seçim programında bu yaşam biçimini savunurdu ve hala parti programında bulunmakta.

 

Tabiki aile ve aile birliği üretim ve tüketim toplumu için önemli idi. Bugün ise, son 50 yılda evlenmeler büyük oranda azalmış, her 5 evlilikten 2 tanesi (%40) boşanma ile sonuçlanmakta. Bugün Hollanda’da sadece 3 milyon 300 bin Hollandalı yalnız yaşamakta.

 

Kapitalist tüketim toplum için bugün aile çokta önemli değil artık. Her yalnız yaşayan birey yeterli derecede tüketim toplumuna katılmakta. Almelo ‘dan Amsterdam yoluna A1’e çıktığım zaman, arabaları ile trafikte olanların yüzde 90 ‘nının yalnız yolculuk yaptığını görürüz.

 

Hollanda, 1954 yılında Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Sözlemesine taraf olup onaylamasına rağmen;“ bir bayanın partneri olmadan aile kurabileceğini “kabul etmesine rağmen 1980 li yıllara kadar babası belirgin olmayan hamile kalan  ve doğumdan sonra bebekler annenin zorla elinden alınarak bir öksüzler yurduna yerleştirilmiş veya evlatlık verilmiş.

 

Günlük üç bebek ve yıllık bin bebek zorla, toplumun ve ailenin namusunu koruma adına annelik ve insanlık hakları ellerinden alınarak, en büyük insan hakları ihlali suçu gerçekleştirilmiş.

 

Babası veya biyolojik velisi olmadan hamile kalan kadınlar, uzun yıllar çocukları ellerinden alınan o kadınlar, en doğal hakkı olan evlat edinme ve ona analık hakkı gasp edilmiş bulunmaktadır. Son 50 yılda toplam 50 bin çocuktan bahsedilmektedir.

 

Tabiki o bayanların yaşamları, özlem, suçluluk duygusu, ailenin yüz karası ve utanç duygusuyla, değersiz bayan ve eş olarak yaşamlarını devam ettirmişler. Geçen aylarda Hollanda yazılı basında Ans’ın ve Petra’nın hikayelerini okumak olanağım oldu.

 

Bugün ise…

 

O bayanlar, yaşamda olanlar artık kendilerine yapılan insanlık suçunu basınla paylaşarak var olan insanlık ayıbını toplumla paylaşarak kendi çocuklarını aramaktalar.

 

Verilen tahribatı her zaman düzeltmek mümkün değil ama, yaşamda olan“ Öksüz annelerin haklarının mutlaka geri verilmesi gerekir“.

 

O bayanların üzerlerine “yıkılan yaşam duvarı“ o genç kaybolan yılları geri getirmek mümkün değil ama ‘Hollanda’nın geçmişte yapılan insanlık ayıbını maddi ve manevi tamir etmesi ve o insanlardan özür dilemesi gerekir.