Sosyal Hollanda’ya Geri mi Dönüyoruz?


  • Kayıt: 27.03.2020 00:23:00 Güncelleme: 20.12.2020 13:08:50

Sosyal Hollanda’ya Geri mi Dönüyoruz?

 

Her zaman özlemle, sadece geçmişe olan özlemlerimden değil ama, 80’li yıllar bügünden daha da sosyal idi, Fransa’dan, Balçika’dan ve Almanya’dan gelen akrabalarımızın imrendiği bir “ Sosyal Devleti “olan bir ülke idi Hollanda.

 

Nasıl mı?


3 ay sigortalı bir işte çalıştınız, en asgari 2 yıl en azami 5 yıl işsizlik ödeneği (werkloosheidswet) daha sonra 2,5 yıl WWV (De Wet Werkloosheidsvoorzining) ödeneği alabilirdiniz.

 

18 yaşından sonra, 10 yıl çalıştınız ve belirli bir miktar birikim yaptınız, evlisiniz ve  çocuklarınız da var ve akademik eğitim yapmak istiyorsunuz.

 

Mümkün mü?


Tabiki mümkün idi. Eğitim bursu için ne eğitimin süresi ile sınırlı, nede yaş sınırı vardı 30 yaşında eğitime başlamanız mümkündü.


Yaşam ucuzdu. Türklerin ve çalışanların bir değeri vardı diyerek anlatırdı ilk nesil Tekstil işçileri Almelo’da.


Almelo’da uzun yıllar içme suyu bedava idi. İçme suyu sayacımızda yoktu. Daha sonraki yıllarda yıllık 100 gulden ödediğimizi hatırlıyorum.


Almelo ‘da bir göçmen örgütü olarak Almelo belediyesinin Sosyal İşler bölümünü, Hollandalı eylem grubu ile sembolik olsa da  işgal edilir ve o dönemi Almelo Belediye Başkanı Frits Schneiders işgalcileri ziyaret eder ve işgalcilere Üzümlü ekmekle (krentenbrood) ve kahve ikram edilirdi.

 

Toplumsal sorunlarda danışma değerliydi, tekstil krizi ve satın alınan ipotekli konut kredilerikonutların ödenememesi ve Almelo belediyesinin vermiş bulunduğu Belediye garantisi ( Gemeentegarantie ) ve borçlu Türklerin Almelo ‘da  ATİB önderliğinde kurduğu çalışma komitesini dikkate alır ve çözüm için ortak çaba gösterilirdi.

 

Poliste sosyaldı


Almelo Büyük Caddesinde rootstraat daki kahve ve barlarda içkisini içenler için, Almelo polisi ya taksi çağırır yada kendisi vatandaşı evine bırakırdı. 

 

Korona krizi ile yeniden sosyalleşme şansı….


Artık, Kapitalist, Postmodern, Neoliberalizm  evrensel,ve küresel krizlere ve ekonomik yaşamın gereksinimlerine cevap veremez ve çözüm üretemez bir duruma geldi.En güzel bulacakları çözüm ise, ulus devletleri milyarca dollar ve euro borçlanacaklar ve borçlandıracaklar.

 

Artık yeni sosyal – ekonomik ve sosyal hümanist vede sosyal adaletli bir sistem için yeniden sosyalleşmek ve yeni bir siyasi yapının ve partinin oluşması gerekir. Yunanistan’da her doğan ekonomik krizlerlerin ardından, yeni liderlerini ve iktidarlarını yaratabilmekte.


Gelin biz ilk önce sosyalleşmeye kendimizden başlayalım. Kendi kendimize soralım ne kadar paylaşımcıyım ? Ne kadar hak, hukuk ve sosyal adaletten yanayım ? Tabiki sadece sözde değil, özde de.

 

Nejat SUCU