Sevdiklerimiz Yaprak Dökümü Gibi….


  • Kayıt: 04.08.2020 09:56:00 Güncelleme: 04.08.2020 09:56:00

Sevdiklerimiz Yaprak Dökümü Gibi….

 

Son günlerde doğal ölümlerde de belirgin bir artış var. Belli ki bizim sevdiklerimizi Korona yordu ve hasta etti.

 

Baharla birlikte güzel güzel açan yapraklar gibi, insanda bir bahar, yaz, sonbahar ve derken bir Kışla birlikte, yaprağın yavaşça, sessizce yere düştüğü gibi bizleri terk ederek sonsuzluğa doğru ebedi, sonsuz olmayan sonsuz yolculuklarını tamamlıyorlar.


Yıllar ne çabuk geldi geçti dercesine, kimseye zahmet olmadan, kimseyi huzursuz ve mutsuz etmeden belli ki kendi özlemlerine, sevgilerine ve geçmişlerine kavuşuyorlar.


Ne umutlar, kalem tutmadan başlayan bir eğitim maratonu, daha sonra askerlik ve derken bir ömür arkadaşlık edecek evlilikler.


Daha güzeli, daha geleceği güzel, dikensiz bir gül bahçesini arar gibi 1960 ‘ların başında başlayan Gurbet, Avrupa ve Avustralya ‘ya kadar uzanan yolculuk, bir yurt dışında iskan edilebilmek için feda edilen  ömürler. 

 

Adana Şakir Paşa’da bir küçük bakkal ve bir de başımızı sokacağımız konut. Soğuk gecelerde yalnız, garip ve çileli bir Gurbet.


Yozgat'ın Boğazlıyan’da bir 10 dönüm toprak ve bir de Traktör aldık mı tamam. 

 

Zaten en fazla 5 yıl kalacağız. Çocukların ve hanımların düzenini bozmak mı, ne gerek var canım.

 

Zaten büyükler, babam ve annemde onların Gurbet ‘e gitmelerine izin vermezler. Onların izni olmadan yanıma da aldırmam zor. Biraz sabır. Hollanda ‘da yaşam çocuklar ve aile içinde uygun değil. Çocukların eğitimi de zor zaten.


Daha sonraları 225 İşçi şirketine o yılın kazançlarının büyük bir kısmını yatırarak ortak oldular. Geri döndükten sonra, bu şirketlerde çalışırlar ve memleketlerine faydalı olurlardı.


Olmadı, yiyenin elinde ve kursağında kaldı saf ve temiz Anadolu delikanlısının umutları. Yeniden Komkom Başla, Yerbaş’la yeniden umutlandı yatırımları. Ortaklık vardı, faizde yoktu, hem de yılda en az yüzde 25 kar payı vermekteydiler, Bir de bu şirketlerin başında bulunanlar doğru ve inançlı insanlar dı. Bu sefer olacak, inançları tamdı. Zamanla o güven ve umutlarını Hasan Dağı’nın karı gibi eriyip gittiğini gördüler.


Daha sonra 80’li yıllar, kardeşin kardeşe kurşun sıktığı geride bırakılan bir memleket. Dönme umutları artık yarınlara mı kalmıştı.

 

Bu hikayemizi yazarken, seni ve seni düşündüm Hacı ağabey. Artık hikayelerimiz sensiz ve öksüz kaldı. Artık benim hikayelerimi okuyan bir Hacı ağabeyimiz olmayacak. Anadolu’nun içi ve dışı aynı olan, bir mert delikanlısı yok artık. Mekanın cennet ve ışıklar içinde uyu.Bayram Araslan ağa beye de selam söylemeyi unutma ha.


Almelo’da ve Hollanda ‘da ne var ne yok diye soracak olursa, Garp Cephesinde yeni bir şey yok dersin.

 

Saygılarımla.

Nejat Mustafa