Kendi Yaşamımızı Olduğundan Daha da Zor Kılmamak Gerek


  • Kayıt: 12.07.2022 11:29:15 Güncelleme: 12.07.2022 11:29:15

Kendi Yaşamımızı Olduğundan Daha da Zor Kılmamak Gerek

Nejat SUCU

 Yaşam yeni dijital zaman içinde geçmişe göre daha da kolay gibi gözüksede daha çok sorunlu ve geçmişe zor olduğunu söyleyebiliriz. Post - Modern insan yeni yaşamla birlikte daha iyi antıramanlı, hazırlıklı ve yaşamın olanaklarını daha iyi kullanıyor. Var olanla tatmin ve mutlu, daha iyisi için çalışmak ve umut etmek gerek . Mutluluk anlarını, küçük ve basit olsada en iyisini değerlendirmek gerek.

Mutluluk bir film gibidir. Gözünüzü bir başka tarafa çevirdiĝiniz zaman filmen o sahnesi gibi mutluluĝuda kaçırırsınız. Onun içindir bizim gibi küçük insanların küçük anlık mutlulukları bir hafta, bir yıl bir ömür boyu yetecek dozdadır.

100 yıl öncesi de yaşam bugünkünden daha kolay değildi. Bir yanda hastalıklar, savaşlar, doğal felaketler, yolsuzluklar, kavgalar ve diğer yanda yaşamda kalmak için mücadele bugünkünden dahada zordu. Birde var olmayan elle tutulmayan yokluk ve ellerinizin arasından bir suyun akıp gittiği gibi en çok sevdiklerizi bir daha geri görmemek üzere Balkanlar’da, Yemen’de ve Kafkaslar’da bırakan mazlum Anadolu halkı.

Yaşamın anlam

Yaşamın, kaliteli bir yaşamın devamı insanların ilk temel gereksinimi olarak ortaya çıkmakta.Konut, beslenme, giyim ve diğer gereksinimler sağlandıktan sonra, insanlar sahip oldukları maddi ve manevi çevreye göre gereksinimlerini artırarak yaşamlarını devam ettirirler.

 Tabiki, yaşanan ülkenin sunmuş bulunduğ gelişim ve serbest yaşam olanaklarıda önemlidir. O yaşanan temel gereksinim bir su ve gıda kada önemli olan “güvenlik “tir. Can ve yaşam güvenlik olmadığı zaman diğer sosyal ve yaşam gereksinimleri anlamlaşabilmekte.

 Yaşamlar, biçimler ve farklılıklar

 Bir gezegende yaşamamımıza rağmen, Televizyon, Telefon, İnternet ile uzakların birbirlerine çok yaklaşmasını sağlayan yaşamlar, gelirler, olanaklar ve umutlu kaliteli yaşamlar arasında büyük uçurumlar var.

 65 milyon köle işçinin çalıştığı bir dünyada, yaşam hakkının olmadığı bir toplumda refah ve mutlu yaşamandan tabiki bahsetmemiz mümkün değildir.

 Mutluluk ve tatminkarlık sınırsız değildir !..

 Insanın gereksinimlerininde bireye ait, sindirebileceği ve taşıyabileceği sınırı vardır. Bir yanda savaş, kıtlık ve yokluk görmemiş bir ve bizim nesilden bahsediyoruz. Tabiki kendi kendinin mutluluk ve yaşam sevincini tanımıyan bir nesile neler neler verirsen mutlu ve günlü güzel edemezsin.

Sorun nerede ?

Sorunu ve çözümünü hepimiz biliyoruz. Sorun var olan sahip olma duygusundan uzak bir yaşam, iktisadi, siyasal ve sosyal yaşamlardır.

Sorun gayet basit. Dünyada sahip olunan zenginliklerin uluslar arası faliyet gösteren holdinglerin dünya kaynaklarının, üretiminin ve artı değerinin yüzde % 60 – 80 arasındabir zenginliğe sahip olması.

insanlığın sahip olma duygusunu törpüleyemediĝiz sürece dünya sorunlarımız bitmez. Belki yönü, şekli ve mekanı değişir ama, sahip olma hırsı değil.

Hoşçakalın.