Hollanda'da Politika Manzarası: Erken Yaprak Dökümü ve Popülist Politikaların Sınırları
Hollanda'da 22 Kasım 2023 tarihinde yapılan erken genel seçimlerde, Geert Wilders liderliğindeki PVV, 37 sandalyeyle birinci parti olarak çıktı. Bu sonuç, PVV'nin Hollanda'da tarihindeki en yüksek oy oranını elde etmesi anlamına geliyordu.
PVV'nin zaferi, Hollanda siyasetinde önemli bir dönüm noktası olarak değerlendirildi. Wilders, uzun yıllardır göçmen karşıtı ve İslam karşıtı söylemleriyle tanınan bir politikacı. Seçim zaferinden sonra, Wilders'in Hollanda'nın göç politikasını sertleştireceği ve İslam'ı daha da sınırlayacağı beklentileri arttı.
Ancak, PVV'nin zaferinden kısa bir süre sonra, parti içinde bir takım çatlaklar ortaya çıkmaya başladı. Utrecht bölgesinden iki PVV milletvekili, Wilders'i "boş bir karton kutusu" olmakla ve parti içi demokrasiyi tanımamakla suçlayarak istifa etti. Bu istifalar, PVV'nin iktidara gelmeden önce bile yaşadığı iç sorunları gözler önüne serdi.
PVV'nin iktidara gelmesi halinde uygulamaya koymayı planladığı politikalardan biri, sağlık sigortalıları için ödenen kendi katkı payının kaldırılmasıydı. Ancak, bu politikanın maliyeti milyarlarca euro olarak hesaplanıyor. Bu nedenle, PVV'nin koalisyon görüşmelerinde bu politikayı hayata geçirmesi oldukça zor görünüyor.
Bu gelişmeler, Hollanda siyasetinde popülist politikaların sınırlarını da ortaya koydu. Wilders'in seçim vaatleri, seçmenleri cezbetmek için verilmiş popülist sözler olarak değerlendiriliyor. Ancak, bu politikaların hayata geçirilmesi halinde karşılaşılacak zorluklar, popülist politikaların gerçekçi olmadığını gösteriyor.
Hollanda'da yeni hükümet kurulmasının ardından, bu ülkedeki politik manzaranın nasıl şekilleneceği merak konusu. Wilders'in iktidara gelmesi halinde, Hollanda siyasetinde önemli değişiklikler yaşanması bekleniyor. Ancak, PVV'nin iç sorunları ve hayata geçirmeyi planladığı politikaların maliyeti, Wilders'in iktidarda kalmasını zorlaştırabilir.
Nejat SUCU
