Toplum olarak pek sevmediğimiz bir konu: yüzleşme. Gerçeklerle yüzleşmek, onları görerek, tanıyarak, hissederek, geçmişte yapılan ya da yapılmayanların doğru bir değerlendirmesini yapmaktır. Genelde olumsuzluklar, yanlışlar ya da geçimsizliklere karşı bir başkasıyla yüzleşmek bir durum değerlendirmesidir. Her zaman olumlu ve güzel bir sonuca ulaşamayabiliriz, ancak uzun yıllar arkasından konuşacağımız bir konuyu kapatıp, yeni bir sayfa açmanın ilk adımıdır kendimizle yüzleşmek.
Kendimizle Başlamak
Hayatımız boyunca, aklımızın yettiği andan itibaren, genellikle başkalarından bekleriz. Yüzleşmeyi başkalarından bekleriz, ama bu yüzleşme çoğu zaman ön yargı ve haklılık duygusuyla başlar ve daha olumsuz sonuçlar doğurabilir. Sebep ve sonucu başkalarında aramak kolaydır; fakat kendimizin de hatalı olabileceğini unutabiliriz.
Önyargısız ve Beklentisiz Başlamak
Akrabalardan, çocuklardan, torunlardan yüksek beklentileri olanlar, çoğu zaman mutlu bir yaşam süremez. Bir ömür boyu huzursuz ve güvensiz bir hayatla baş başa kalırlar. İnsan ilişkilerinde kendi değerini ve erdemini bilen insan, güzel insandır. Bu insan, toplumun çimentosudur ve yaşamı olumlu kılan kişidir.
Neden Birçok Eş Birbirinin Hayatına Son Veriyor?
Öncelikle egolarımızdan, beklentilerimizden ve sahip olma hırslarımızdan arınmalıyız. Sorunlu aile ve çevre ilişkileri, genelde konuşma eksikliğinden ve kendimizi tanımamaktan kaynaklanır. Kendimizle yüzleşmememiz de bu durumun bir parçasıdır. İnanıyorum ki eğitimli bir insan, bir diğer insana fiziksel ya da ruhsal şiddet uygulamaz. Eğitimli insan, kendini ve düşüncelerini eğitmiş, zor anlarda bile kendini kontrol edebilen kişidir.
Medeni Cesaret
Hayatta düşünmek, hissetmek, gözlemlemek ve görmek için medeni cesaret gereklidir. Birçoğumuzun sahip olmadığı bu olgunluk, değişimle birlikte kabul edilen bir gelişim sürecidir. Cesur ve medeni cesarete sahip olmak, bazen dünyaya sahip olma kültürümüze ters düşebilir.
Hollanda’da Geçen 60 Yılla Yüzleşelim
Evet, geçen yıllarla yüzleşmek gerek. Elbette, geçmişin arkasına takılmadan, geleceğe umutla bakan, güvenilen ve Hollanda’nın en güvenilir vatandaşı olan “Millet-i Sadıka” neden olmayalım?
Saygılarımla,