Hollanda Gurbetinde Türkler Daha da Yalnız


  • Kayıt: 26.09.2024 20:52:46 Güncelleme: 26.09.2024 20:52:46

Hollanda Gurbetinde Türkler Daha da Yalnız

Nejat Sucu

Hollanda Merkezi Araştırma ve İstatistik Bürosu’nun (CBS) verilerine göre, 15 yaş ve üzerindeki yurtdışında doğan göçmenlerin kendilerini aşırı derecede yalnız hissetme oranı, Hollandalılara kıyasla %9 daha fazla. Hollanda’da doğmamış göçmenlerin yalnızlık oranı %20 iken, bu oran Hollandalılarda %11 olarak tespit edildi.

Gün doğarken Anadolu steplerinde, bir çobanın koyunları ve çoban köpekleriyle baş başa yalnızlığını ve özgürlüğünü düşünürsünüz. Aksaray’dan Nevşehir’e giden kervanlar ve hanlar, İpek Yolu'nun izinde.

Yalnızlık, birçok insan için bir ruh halidir. Kimisi yalnız olmayı bir tercih olarak görürken, kimisi yalnızlığı terk edilmişlik, değersizlik ve özgürlüğünün elinden alınmış olması olarak kabul eder.

Yıllar önce annen, Nevşehir’deki eski Meryem Ana Kilisesi hapishane iken oradan geçerken, mahkumların içeride ağaç parçalarıyla toprağı kazarak vakit geçirdiklerini görmüş ve onlara çok üzülmüştü. Mahkumluk, tutsaklık ve hapislik, özgürlüğün elinden alınmış bir yalnızlıktır.

Yalnızlık, bazen bilgisayarın ya da televizyonun karşısında saatlerce oturmak, bazen de binlerce kişinin arasında kendini yalnız ve gereksiz hissetmekle ortaya çıkar. Ancak bu ruh halini toplum olarak pek konuşmaz, bilmez ve kabul etmeyiz. Genellikle çözüm yolları aramayız.

Yalnızlık, bazen gözle görülür şekilde belirgindir. Bir huzurevinde yaşlı birinin, hafta sonları, bayramlarda ve doğum günlerinde her kapının açılışında oğlunu, kızını ve torunlarını beklemesi, bu duyguyu derinden hissettirir. O bakışlarda yalnızlığı görmek zor olmasa gerek.

Yalnızlık, evinden, barkından, köyünden ve memleketinden binlerce kilometre uzakta yaşamak zorunda kalan mülteci olmak gibidir. Nazım Hikmet'in “Karlı Kayın Ormanında” şiirinde bu duyguyu ne güzel anlatmıştır:

"Karlı kayın ormanında

yürüyorum geceleyin

Efkarlıyım, efkarlıyım,

elini ver, nerde elin?

Ay ışığında kar,

keçe çizmelerim ağır.

İçimde çalınan ıslık

beni nereye çağırır?

Memleket mi, yıldızlar mı,

gençliğim mi daha uzak?

Kayınların arasında

bir pencere, sarı, sıcak."

Türkiye, milyonlarca genç emekliye sahip bir ülke. Bu insanlar, yalnızlıklarını başkalarıyla paylaşmak, topluma katkı sunmak adına çeşitli sosyal duyarlılık projelerini hayata geçirebilirler. Belediyeler bu tür projelere öncülük edebilir.

Kent-Halk Lokantaları: Sosyal Bir İhtiyaç

Kent lokantalarına gelen yaşlıların sadece ucuz yemek için gelmediklerini düşünüyorum. Elbette uygun fiyatlı bir öğün sunmak önemli, ancak bu mekanların sosyal ilişkiler açısından da büyük değeri var. Bu tür faaliyetlerin Hollanda'da da olması gerektiğini düşünüyorum. 342 Hollanda belediyesi ve Sosyal İşler Bakanlığı (Minszw.nl) ile işveren ve esnafların finansal destek sağlaması zor olmasa gerek. Tabii ki bu konuda tecrübeli Hollandalı sosyal girişimcilerle işbirliği yapmak da faydalı olacaktır.

Bayramlarda gönüllü ekiplerle huzurevlerini ziyaret etmek, mahalledeki yalnız insanlarla buluşmak ve insanlara sevgi ve şefkat sunmak, toplumsal bir sorumluluk olmalıdır. Avrupa’da 24 saat yaşayan ekonomilerde bu tür projelere destek olacak girişimciler, AB fonları ve belediyeler mevcut. Komşunun yalnızlığına ortak olmak, daha güzel bir sosyal hizmet olabilir mi?

Yalnızlığın Olmadığı Bir Yer Var mı?

Evet, yalnızlığın olmadığı bir yer var: Almelo'da! Geçtiğimiz yıllarda Almelo Halk Mezarlığı’nda Müslümanlar için ayrılan bölümü birkaç kez ziyaret ettim. Burada Afganistan, İran, Bosna, Boğazlıyan, Endonezya, Hatay ve İzmir’den gelen göçmenler yan yana yatıyorlardı. Yalnız değillerdi; barış içinde, huzurlu bir şekilde yatıyorlardı. O an, yalnızlığın olmadığı tek ve son yerin orası olduğunu düşündüm. Hoşça kalın.