Doğal Olan Kokularımız, Koklaşmalarımız da O Eskisi Gibi Değil Artık


  • Kayıt: 21.11.2024 08:00:23 Güncelleme: 21.11.2024 08:01:13

Doğal Olan Kokularımız, Koklaşmalarımız da O Eskisi Gibi Değil Artık

Mustafa Nejat Sucu

Son yıllarda doğal kokuların yerini parfümler, deodorantlar ve kolonyalar aldı. İnsanlar artık birbirlerinin doğal kokularını koklayarak koklaşamıyorlar, sevmiyorlar, sevemiyorlar ve anlaşamıyorlar. İki bütün, bir birlik artık bir birlik olamıyor.

Sevgiler ve aşklar, artık bir parfümün ve deodorantın kokma süresi gibi kısa ve ucuz. Kokunun etkisinin bittiği sürede, sevgi de bitmekte.

Artık sokaklarda ve mekanlarda binlerce doğal olmayan koku yayan insanları görüyoruz. Bazen çok güzel koktuğunu düşünen binlerce doğal olmayan insanla karşılaşmamız mümkün. Bilinmez ama güzel kokarak, doğal kokulardan uzaklaşarak insanların ilgi alanına girdiğini, dikkat çektiğini ve bundan haz alan, egoları güçlü insanlar mutlaka vardır.

Biliyor muyuz bilmem ama ağız ve damak tadımızın %70’i kokular tarafından belirlenmekte.

Patates Tarlasında Patates Yemeği Pişerdi

Eskiden o doğal, bizzat hasadı yapılan kıraç patatesin tarlada yemeği pişerdi. İki çeşit doğal tohumla Ödemiş, Yassı ve Alman cinsi patatesler Göre Kasabası’nda ekilirdi. Bir öğle vakti pişen o patates yemeğinin kokusu bir kilometreye yayılırdı. Tabii ki o yemek bolca ve iştahla yenirdi. Bir de üzerine kendi güvercin gübremizle yetiştirdiğimiz içi kırmızı, pembe ve sarı karpuzlarımız oldu mu, geriye sadece geçim derdi ve patatesin kilosunun kaç para edeceği kalırdı.

Yıllar Önce…

Yıllar önce, Anadolu’da günlük banyo yapmak mümkün değildi. O zamanın şartları öyleydi. Ona rağmen insan kokusu gayet doğal ve olağandı. İnsanların kokularından dolayı rahatsız olduklarını hiç duymamıştım. Zamanla, ne kadar etkili olacağını bilemediğimiz günlük tükettiğimiz gıda maddelerinde bulunan boya, tatlandırıcı ve diğer kimyasal katkı maddelerinin kokularımızı etkilediği kesindir.

Yoksa emperyalizm, bizimle savaşmadan, bilerek gıdalarımız, parfümlerimiz ve deodorantlarımız aracılığıyla sunulan kokular, tatlandırıcılar ve renklendiricilerle mi beyinlerimizi esir aldı?

Biz buna kültür ve gıda emperyalizmi diyebilir miyiz?

Almelo’da Kokular

Hollanda’da Almelo’da yaşadığım mahallenin iki kilometre ötesinde köy ve çiftlik evleri başlar. Güzel bir bahar sabahında, Nevşehir’in Göre Kasabası’ndaki gibi…

1970’li yıllarda Göre Ortaokulu’nun bahçesinde, toprağın ısındığını ve hayvanların traktörlerle bahçelere gübre taşıdığı sıradaki o doğal kokuları, Almelo çevresindeki çiftliklerde hissetmek mümkün. O zaman, bir anlık o kokularla kendinizi doğal yaşamda bulduğunuzu düşünüyorsunuz. Tabii ki bu bir rüya gibi kısa sürüyor; o anlık doğal kokuların düşüncesi bir süre sonra yerini Bolletje bisküvi fabrikasının ekmek ve kimyasal kokularına bırakıyor.

Ya Şimdi?

Evet, insanlar artık doğal beslenmiyor. Tükettiğimiz gıda maddelerinde o kadar çok katkı, renk ve koku veren kimyasal madde var ki, doğal olan eski kokulara sahip olmamız artık mümkün gözükmüyor.

Neden Bu Kadar Geçimsizlik ve Boşanma Var?

Hiç düşündünüz mü? Aile birliğini sarsan ve bir çiftin doğal olarak birlikte bir yastıkta yaşlanmasını sağlayan kokuları?

Tabii ki kokularımız doğal olmayınca, aile birliği de doğal olmaktan çıkarak geçimsizlik, aile içi şiddet ve boşanmalara sebep olmakta. Kimyasal katkı maddelerinin, giydiğimiz elbiseden yastığımıza kadar var olduğunu hiç düşündünüz mü?

Artık doğal olan o kök ve toprak boyalar da kullanılmıyor. Sağlıcakla kalın.