Hollanda'nın Bağımsızlık Savaşında Yankılanan Slogan: “Türkler Papa’dan İyidir”


  • Kayıt: 06.11.2024 19:30:59 Güncelleme: 07.11.2024 18:14:34

Hollanda'nın Bağımsızlık Savaşında Yankılanan Slogan: “Türkler Papa’dan İyidir”

18. Yüzyıl Avrupa'sında "Turkomania" Çılgınlığı: Osmanlı Modasının Zirveye Çıktığı Dönem ve Hollanda'nın Bağımsızlık Savaşında Yankılanan Slogan: “Türkler Papa’dan İyidir”

Ebubekir TURGUT

Günümüzde Türkiye ile Avrupa arasındaki ilişkiler zaman zaman gerginleşse de, 18. yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu’na duyulan hayranlık ve ilgi, Avrupalı elitler arasında adeta bir moda akımına dönüşmüştü. Bu dönemde Avrupa’da yaşanan ve "Turkomania" olarak adlandırılan Osmanlı modası çılgınlığı, Osmanlı kültürünü adeta hip ve popüler bir hale getirdi.

Osmanlı Etkisi Avrupa’da Nasıl Yükseldi?

18. yüzyıl boyunca Avrupa’nın birçok ülkesinde – özellikle Fransa, İngiltere, Avusturya, Almanya ve Hollanda’da – Osmanlı İmparatorluğu’na özgü kıyafetler, sanat eserleri ve dekorasyon ürünleri, günlük yaşamın vazgeçilmez bir parçası haline geldi. O döneme kadar Avrupa’da "Türk" imajı genellikle olumsuz bir anlama sahipken, Osmanlı İmparatorluğu’nun 1683’te Viyana Kuşatması’nda yenilgiye uğraması ve ardından gelen Karlowitz Antlaşması ile bu olumsuz imaj yerini egzotik ve cazip bir kültürel ilgiye bıraktı.

 "Binbir Gece Masalları" ve Avrupalıların Osmanlı Algısı

Avrupa’daki bu büyük değişim, özellikle 1717 yılında Fransızca’ya çevrilen "Binbir Gece Masalları" ile hız kazandı. Antoine Galland’ın bu çevirisi, Osmanlı İmparatorluğu’nu Avrupalıların gözünde büyülü ve egzotik bir dünya olarak yeniden tanımladı. Bu etki, Avrupa’nın yüksek sosyetesinde Osmanlı modası ve kültürüne olan ilgiyi körükledi. Avrupalı aristokratlar, Osmanlı’ya özgü kıyafetler giymeye, evlerini Osmanlı tarzı mobilyalarla döşemeye ve hatta Osmanlı müziğini dinlemeye başladı.

Sanat, Edebiyat ve Müziğe Osmanlı Esintisi

"Turkomania" sadece moda ile sınırlı kalmadı. Avrupalı sanatçılar ve yazarlar, Osmanlı İmparatorluğu’nu eserlerinde sıkça işlemeye başladı. Montesquieu'nun "Pers Mektupları" adlı eseri, Osmanlı teması üzerinden Fransız monarşisini eleştirirken, Voltaire, "Candide" adlı eserinde Osmanlı topraklarına göndermelerde bulundu. Müzik dünyasında ise Mozart’ın "Saraydan Kız Kaçırma" ve Rossini'nin "İtalya'da Türk" operaları, Osmanlı etkisinin Avrupa kültürüne nasıl derinlemesine nüfuz ettiğini gösterdi.

Moda ve Dekorasyonda Osmanlı Rüzgarı

18. yüzyıl boyunca, Avrupa’da Osmanlı tarzı kıyafetler ve ev dekorasyonu oldukça popüler hale geldi. Özellikle "sultane" ve "circassienne" adı verilen elbiseler, dönemin modasını belirledi. Avrupalı kadınlar, Osmanlı modasını takip ederek bu kıyafetleri giymeyi bir statü sembolü olarak gördüler. Aynı zamanda, Osmanlı tarzı halılar, mobilyalar ve hatta divan gibi oturma grupları, Avrupalı evlerinin vazgeçilmezleri arasına girdi.

Seksen Yıl Savaşı ve "Türkler Papa’dan İyidir" Sloganı: Avrupa'da Osmanlı Algısının Yansıması

Hollanda'nın İspanya'ya karşı verdiği bağımsızlık mücadelesi olarak bilinen Seksen Yıl Savaşı (1568-1648), Avrupa tarihinin önemli dönüm noktalarından biri olarak kabul edilir. Bu uzun soluklu savaşın sadece askeri değil, aynı zamanda ideolojik boyutları da oldukça dikkat çekicidir. Savaş sırasında ortaya çıkan "Liever Turks dan paaps" (Türkler Papa’dan iyidir) sloganı, hem dönemin dinî ve siyasi gerilimlerini hem de Osmanlı İmparatorluğu'nun Avrupa'daki algısını çarpıcı bir şekilde yansıtır.

Sloganın Tarihsel Bağlamı ve Anlamı

"Liever Turks dan paaps" ifadesi, ilk kez 1566 yılında, henüz Seksen Yıl Savaşı başlamadan önce Antwerpen kentinde düzenlenen hagenpreken adı verilen açık hava vaazları sırasında duyuldu. Bu vaazlar, Katolik Kilisesi'ne karşı olan ve Reform hareketlerini destekleyen Protestanlar tarafından organize ediliyordu. 1566 yılı, aynı zamanda Beeldenstorm olarak bilinen İkonoklastik Hareket'in başladığı yıldı. Bu hareket, Hollanda'da Katolik kiliselerine yönelik saldırılarla sonuçlanmış ve Katolik sembollerine duyulan nefreti somutlaştırmıştı.

Sloganın anlamı, Protestan Hollandalıların Papa'ya ve Katolik Kilisesi'ne karşı duyduğu derin düşmanlığı ortaya koymaktadır. O dönemde Osmanlı İmparatorluğu, Batı Avrupa’da, özellikle Katolik ülkeler tarafından bir tehdit olarak görülmekteydi. Ancak Hollandalı Protestanlar için Osmanlı, en azından dini baskı açısından, Katolik Kilisesi’nden daha az tehditkâr bir seçenek olarak görülüyordu. Bu nedenle, "Türkler Papa’dan iyidir" sloganı, Protestanların, dini özgürlüklerini kazanmak için Katolik Kilisesi’ne karşı her türlü alternatifi değerlendirmeye hazır olduklarını göstermektedir.

Geuzen ve Hilal Madalyonları

Slogan, yalnızca sözlü bir ifade olarak kalmadı, aynı zamanda sembolik bir araç olarak da kullanıldı. Hollanda’daki direnişçiler, yani "geuzen" olarak bilinen isyancılar, bu slogana desteklerini gümüş madalyonlarla gösterdiler. Madalyonlar, hilal şeklinde tasarlanmış ve direnişçilerin kıyafetlerine iliştirilmişti. Bu sembol, Osmanlı İmparatorluğu'nu ve dolayısıyla İslam'ı temsil ediyordu.

Hilal madalyonları, Katolik Kilisesi’ne karşı Osmanlı İmparatorluğu’nun desteklenmesini değil, daha çok Protestanların dini hoşgörü arayışlarını ve Papa’ya olan derin karşıtlıklarını simgeliyordu. Geuzen, bu madalyonlarla Osmanlı İmparatorluğu'nu doğrudan desteklemeseler de, Papa’nın otoritesine karşı Osmanlı’yı bir "düşmanımın düşmanı dostumdur" mantığıyla tercih ettiklerini göstermiş oldular.

Osmanlı İmparatorluğu'nun Avrupa'daki Rolü

Bu slogan ve hilal madalyonları, Osmanlı İmparatorluğu'nun Avrupa'daki siyasi dengelerde ne kadar önemli bir rol oynadığını da gözler önüne serer. Osmanlılar, sadece askeri gücüyle değil, aynı zamanda Avrupa'daki çeşitli dini ve siyasi hareketlerdeki dolaylı etkisiyle de dikkat çekiyordu. Osmanlı İmparatorluğu, Batı Avrupa’nın birçok yerinde, özellikle de Katolik Kilisesi’ne karşı olan gruplar tarafından bir alternatif ya da karşıt bir güç olarak görülüyordu.

Osmanlı'nın Avrupa’daki bu algısı, aslında iki yönlü bir etkiye sahipti. Bir yandan Osmanlı, Avrupa'daki birçok devlet için bir tehdit olarak algılanıyordu; diğer yandan, Osmanlı'nın varlığı, bu devletlerdeki iç siyasi ve dini çatışmalarda bir denge unsuru olarak değerlendiriliyordu. Hollandalı Protestanlar için Osmanlı İmparatorluğu, dini baskıdan kaçış ve özgürlük arayışlarında sembolik bir müttefik olarak öne çıkıyordu.

Sloganın Uzun Dönem Etkileri

"Liever Turks dan paaps" sloganı, Hollanda’nın bağımsızlık mücadelesi sırasında Protestan direnişçilerin Katolik Kilisesi’ne karşı duyduğu derin öfkenin ve Osmanlı İmparatorluğu'na duyulan ilginin bir yansıması olarak tarihe geçti. Bu slogan, zamanla Hollanda’da bağımsızlık ve dini özgürlük mücadelesinin sembollerinden biri haline geldi.

Hollanda'nın bağımsızlık kazanması ve Protestanlığın ülke genelinde yayılmasıyla birlikte, bu sloganın taşıdığı mesaj da zamanla unutulsa da, tarihin bu dönemi, Avrupa’da din ve siyaset arasındaki karmaşık ilişkilerin nasıl şekillendiğini anlamak için önemli bir örnek teşkil etmektedir. Bugün, bu slogan ve semboller, sadece Hollanda’nın bağımsızlık mücadelesinin değil, aynı zamanda Avrupa’daki dini ve siyasi dönüşümlerin de bir yansıması olarak tarihçiler tarafından incelenmeye devam ediyor.

 "Türkler Papa’dan iyidir" sloganı, dönemin dini ve siyasi atmosferini, Osmanlı İmparatorluğu’nun Avrupa’daki

algısını ve Avrupa’daki güç dengelerinin karmaşıklığını yansıtan önemli bir söylem olarak öne çıkmaktadır. Hollandalı Protestanlar, bu sloganla sadece Katolik Kilisesi’ne olan tepkilerini ifade etmekle kalmamış, aynı zamanda Osmanlı İmparatorluğu’nun Batı Avrupa üzerindeki dolaylı etkisini de vurgulamışlardır.

Seksen Yıl Savaşı boyunca bu tür semboller ve söylemler, halk arasında direnişin ve mücadelenin bir parçası haline gelmiş ve bağımsızlık ruhunu beslemiştir. Bu dönemin incelenmesi, modern Avrupa'nın dini ve siyasi haritasının nasıl şekillendiğini anlamak açısından büyük önem taşımaktadır. "Liever Turks dan paaps" sloganı, tarihi bir anekdot olmaktan öte, Avrupa’da din, siyaset ve kimlik meselelerinin nasıl iç içe geçtiğini ve Osmanlı İmparatorluğu’nun bu süreçte nasıl bir rol oynadığını anlamamıza yardımcı olan bir anahtar niteliğindedir.

 "Turkomania" Döneminin Sonu

18. yüzyılda Avrupa’yı kasıp kavuran "Turkomania" çılgınlığı, 19. yüzyılın başlarında Balkanlar’daki bağımsızlık hareketleriyle zayıflamaya başladı. Ancak, bu dönemde yaşanan Osmanlı modası çılgınlığı, Avrupa ve Osmanlı İmparatorluğu arasındaki kültürel alışverişin ve etkileşimin en belirgin örneklerinden biri olarak tarihe geçti.

Bugün, bu dönem, Avrupa’da Osmanlı kültürünün nasıl hip ve modanın merkezinde yer aldığını gösteren, iki dünya arasındaki kültürel bağlantıların önemini hatırlatan bir zaman dilimi olarak hatırlanıyor.

Kaynak: Hollanda tarih kitapları ve wikipedia

Foto: Simone Both