Bir zamanlar, gözlerimizde umut, yüreklerimizde inanç vardı. Adını dava koyduğumuz o kutlu yolda, sırt sırta verip yürüdüğümüz günleri hatırlıyor musun? Şimdi ne değişti? Kim değişti?
Kelimeler yetmiyor anlatmaya. At izi it izine karıştı derler ya, işte öyle bir vakit. Kurt kuzuyla meleşti, çiyan yılanla yarıştı. Zehir bal diye sunuldu sofralara, ekmeğimize hile karıştı.
Dua ile çıkmıştık yola, şimdi dudaklarımızdan dökülen her söz, bir menfaatin gölgesinde kayboluyor. Kardeşlik dediğimiz şey, çıkar terazisinde tartılıyor artık. Hak dediğimiz ne varsa, kimin sesi daha gür çıkarsa ona teslim ediliyor.
Göz göze gelmekten kaçan yüzler, sırtımıza saplanan hançerlerin sahipleri değil mi? Birlikte yürüdüğümüz yolları, menfaat uğruna ayıran eller değil mi? Bir zamanlar aynı masada oturup aynı lokmayı bölüştüklerimiz, şimdi en ağır sözleri söyleyenler değil mi?
Oysa biz, dualarımıza birbirimizin adını ekleyerek başlamıştık. Şimdi o dualar yarım kaldı. Kimin eli kimin cebinde, kimin yüreği kimin yanında bilinmez oldu.
Ama bil ki dostum, zaman unutturmaz. Hak, er ya da geç yerini bulur. Çünkü menfaatle boyanmış renkler, ilk yağmurda silinmeye mahkûmdur.
Ve biz, hâlâ tertemiz bir dua bekliyoruz.