Hayattan Koparılan Kadınlar: Hollanda’da Bitmeyen Şiddet


  • Kayıt: 19.07.2025 20:04:02 Güncelleme: 19.07.2025 21:00:37

Hayattan Koparılan Kadınlar: Hollanda’da Bitmeyen Şiddet

Geçtiğimiz hafta Lahey’de eski eşi tarafından gündüz vakti sokak ortasında öldürülen bir kadın, Hollanda’daki kadına yönelik şiddetin ulaştığı vahim boyutları bir kez daha gün yüzüne çıkardı. Artan kadın cinayetleri ve resmi kurumların yetersiz müdahalesi, ülkede ciddi bir toplumsal kriz yaşandığını gözler önüne seriyor.

Avrupa’nın Zirvesinde Karanlık Bir İstatistik

Avrupa Birliği verilerine göre Hollanda’da her sekiz günde bir kadın, çoğu zaman partneri ya da eski partneri tarafından öldürülüyor. Bu oranla Hollanda, kadın cinayetleri sıralamasında Avrupa’nın ilk üç ülkesi arasında yer alıyor.

2018 ile 2022 yılları arasında, resmi kayıtlara göre 217 kadın ve kız çocuğu şiddet sonucu yaşamını yitirdi. Bu vakaların %80’inde fail, mağdurun aile çevresinden biriydi.

Toplumsal Algı: Genç Erkekler Şiddeti Meşrulaştırıyor

Kadına yönelik şiddetin yalnızca bireysel değil, aynı zamanda kültürel bir sorun olduğuna işaret eden araştırmalar endişe verici. Hart van Nederland’ın 2024 tarihli anketine göre, 50 yaş altı erkeklerin %16’sı, yani her altı erkekten biri, kadına yönelik şiddeti bazı durumlarda “kabul edilebilir” buluyor. Gerekçeler arasında “kadının bunu hak etmesi” ya da “nefsi müdafaa” gibi ifadeler yer alıyor.

Dikkat çekici bir diğer bulgu ise yaş gruplarına göre farklılık: 50 yaş üstü erkeklerde bu oran %4 iken, genç kuşakta şiddeti meşru görenlerin oranı dört katına çıkıyor.

Mağdurlar Sessiz Kalıyor: Yardım Mekanizması Neden İşlemiyor?

Pointer’ın gerçekleştirdiği saha araştırması, kadınların yardım ararken karşılaştıkları psikolojik ve kurumsal engelleri ortaya koyuyor:

Valente Vakfı’ndan Mijke Caminada, kadınların özellikle çocuklarını kaybetme korkusuyla resmî kurumlara başvurmaktan kaçındığını, bunun da şiddetin sürmesine neden olduğunu ifade ediyor.

Kurumsal Müdahale Neden Yetersiz Kaldı?

Hollanda hükümetinin uygulamaya koyduğu “Kadın Cinayetlerini Durdurma Eylem Planı” uzmanlara göre yetersiz ve etkisiz. Plandaki çoğu önlem, halihazırda var olan politikaların tekrarından ibaret. “Uzmanlık geliştirme” ve “farkındalık artırma” gibi soyut hedefler, acil müdahale gerektiren bir toplumsal kriz karşısında yetersiz kalıyor.

Öne çıkan diğer sorunlar:

  • Anonim yardım hattı talebi reddedildi: Valente Vakfı’nın önerdiği, resmi kurumlarla ilişkisi olmayan anonim yardım hattı önerisi Sağlık Bakanlığı tarafından “gereksiz” bulundu.
  • Psikolojik şiddet hâlâ gri alanda: Hukuki sistem, duygusal şiddeti tanımlamakta zorlanıyor. Bu da failin cezadan kurtulmasına neden olabiliyor.

Kültürel Temeller: “Modernleşmiş Görünen Ataerkillik”

Platform Dergisi’nin yaptığı analizler, Hollanda’daki şiddetin kültürel kodlarla beslendiğini ortaya koyuyor. “Modern konuşan ama muhafazakâr yaşayan erkek” tipi, şiddetin arkasındaki zihinsel yapıyı oluşturuyor.

Öne çıkan kültürel faktörler:

  • Sahiplenme kültürü: Kadını “korunması gereken bir nesne” olarak gören anlayış, şiddeti meşrulaştırıyor.
  • Patriarkal gelenekler: Sanayi devrimi sonrası oluşan erkek merkezli aile yapısı hâlâ sürüyor.
  • Eğitimdeki boşluk: Toplumsal cinsiyet eşitliği eğitiminin yetersiz olması, genç erkeklerde şiddeti meşrulaştıran tutumların artmasına neden oluyor.

Uluslararası Karşılaştırma: Hollanda Nerede Duruyor?

Uzmanlara Göre Acil Atılması Gereken Adımlar

  1. Anonim Destek Hattı: Resmî kurumdan bağımsız, 7/24 hizmet verecek ve kimlik belirtmeden yardım alınabilecek bir hat kurulmalı.
  2. Erken Uyarı Sistemi: Polis ve sağlık çalışanlarına yönelik şiddet farkındalık eğitimi zorunlu hale getirilmeli; yüksek riskli vakalarda otomatik bildirim mekanizması oluşturulmalı.
  3. Psikolojik Şiddetin Tanınması: Duygusal şiddet açık şekilde yasalara dahil edilmeli, delil standartları yeniden tanımlanmalı.
  4. Toplumsal Cinsiyet Eğitimi: İlköğretimden itibaren zorunlu hale getirilecek cinsiyet eşitliği dersleri ve genç erkeklere yönelik özel sosyal programlar devreye sokulmalı.

Lahey’de yaşanan son kadın cinayeti, Hollanda’nın toplumsal refah ve eşitlik iddiasıyla gerçekler arasındaki uçurumu ortaya koydu. Kadına yönelik şiddetin önlenmesi sadece yasal değil, kültürel bir dönüşümü de zorunlu kılıyor. Uzmanlara göre, çözüm ancak toplumsal zihniyetin değişimiyle mümkün: “Kadını metalaştıran anlayış değişmeden, istatistikler de değişmeyecek.”