Bugün, Dünya Yoksulluk Gününde Yine Hollanda’yı Yazalım mı?


  • Kayıt: 19.10.2025 09:12:42 Güncelleme: 19.10.2025 09:15:32

Bugün, Dünya Yoksulluk Gününde Yine Hollanda’yı Yazalım mı?

Mustafa Nejat Sucu

(Sosyal Hizmet Uzmanı / Socio Worker)

Hak edilen sosyal devlet desteklerini (toeslagen) almaktan korkan Türk göçmenleri, zengin Hollanda’da fakirlik içinde yaşıyorlar.

Yok, yokluk ve yoksulluk makyajı, var olan fakirlik sorununu çözemiyor. Hollanda gibi zengin ve varsıl bir ülkeden fakirleri ve fakirlik sorunlarını anlatmak kolay değil. Ancak bu sorunların teşhisi ve çözüme giden yolda yapılacak çalışmalara ışık tutmak, konunun gündemde kalmasını sağlayacaktır.

Hollanda, Avrupa Birliği ülkeleri içinde millî gelir ve zenginlik bakımından 4. sırada yer alıyor. Kişi başına düşen Gayrisafi Millî Hasıla (GSMH) 60 bin euroya ulaşmış durumda. Buna rağmen Hollanda’da 1 milyon 700 bin kişi ay sonunu getirmekte zorlanıyor. 1 milyon 200 bin kişi fakirlik sınırının az üzerinde yaşıyor. Her üç kişiden biri uzun süreli gelir sıkıntısı çekiyor. Toplamda 540 bin (%3,1) Hollandalı fakirlik içinde yaşıyor.

Bunlardan 115 bini çocuk yaşta (%3,6). 730 bin Hollandalının borçları kronikleşmiş durumda. Her 7 kişiden 1’i yeterli bakım ve sağlık hizmeti alamıyor. Çalışanların ise %1,8’i (yaklaşık 180 bin kişi) fakirlik içinde yaşam mücadelesi veriyor.

Yerel, bölgesel, ulusal ve Avrupa düzeyinde alınan tüm önlemlere rağmen, var olan bu toplumsal sorun çözümden uzak görünüyor. Fakirlik sorununa çözüm bulmak için “yok, yokluk ve yoksulluk” (3Y) gerçeğiyle yüzleşmek gerekiyor. Bu konuda bireysel çözüme giden yolda en etkili kurumlar, hiç kuşkusuz Hollanda’daki 342 belediyedir. Sorunun çözümü için yaşanılan belediyeye başvurmak ilk adımdır.

Makaj (Synoniemen: opmaak, versiering, vormgeving, lay-out, mise-en-page)

a) Ruhani ve Manevi Fakirlik (Geestelijke Armoede)

Hollanda’da yaşayan Türk toplumu, her geçen gün geçmişinden uzaklaşarak yalnızlık içinde yaşamaya devam ediyor. Ruhsal ve manevi yalnızlık giderek artıyor. Maddi olanaksızlıkların yanı sıra, çocuklar ve torunlarla aradaki kültür ve dil farklılığı da gelecekte sorunun büyüyeceğini gösteriyor. Bu konuda öncelikle sorunun varlığını hissetmek ve görmek gerekiyor.

b) Anadil Türkçe Fakirliği (Moedertaalarmoede)

Batı Avrupa’ya, özellikle Almanya ve Hollanda’ya göç eden ilk kuşak, 60 yıl önce sınırlı bir kültür ve dil birikimiyle geldi. Ancak bu birikim, Hollanda kültürü içinde kendini geliştirme ve koruma olanağı bulamadı.

Son yıllarda ninelerini ve dedelerini kaybeden yeni kuşak, Türkçe konuşma olanağını da hızla kaybediyor. Bugün Hollanda doğumlu Türk nüfusunun yaklaşık %60’ı Türkçe dil yeteneğini yitirmiş durumda.

Maddi kazanç ve zenginlik için para kazanarak varsıl bir yaşam sürmek mümkün; ancak anadil Türkçemizi geri kazanmak artık kolay olmayacaktır.

Anadilini kaybeden ve yalnızca Hollandaca konuşan Türk toplumunun asimilasyonu da hızlanarak devam edecek. Kimlik ve etnik köken sadece dış süsümüz (schoonheid) olarak kalacak; öz kimlik ve anadil fakirliğimiz ise dünden bugüne daha da derinleşmiş durumda.

Hollandaca, bugün Hollanda’da yaşayan Türk toplumunun %55’inin iletişim dili (communicatietaal) haline geldiğine göre, artık ortak bir “dil birliği”nden söz etmek de zor görünüyor.

Ne diyelim?

Yeni dilimiz ve yepyeni Hollanda kimliğimiz hayırlı olsun.